Arslan 1949 ‘ da Bartwin’ de doğdu. 1975 ‘ te Almanya’ ya göç etti. 1977 ‘ den 1982 ‘ ye kadar Münster Sanat Akademisi Disayn Bölümünde klasik bir sanat eğitimi gördü. Bunun çercevesinde figüratif resimleri ve peyzajlar, fotoğraf, serigrafi, gravür ve grafik disayn üzerine eğildi ve öncelikle yüzey sorunları üzerinde durmuştur. Bu bütün sanatsal hayatında devam ediyordur.
1982-85 yıllarının arasında bir tür bozma-yapma deneylere girerek küçük ebatlı çalışmalar, resim yüzeyinin daha derinden tanınması için tuvalin yırtılması, yakılması, kazınması gibi eylemler sahne oluyordu. Tuval yüzeyi üzerinde yapı araştırmalarının ağır bastığı bu dönemde renkler alabildiğince soluk ve belirli bir ifade taşımaktan uzaktır. Gri, kahverengi, sarı, açık yeşil ve toprak rengi tonlarının hüküm süren renk skalasına paralel olarak görülen kompozisyon anlayışı, formlardan çok renklerin hiyerarşik olmadan yanyana gelmesinden kaynaklanan uçsuz bucaksızlığa sahiptir. Resim yüzeyi yapısal olarak her türlü derinlikten uzak, renksiz renklerle kaplanmış. Böylece bir kompozisyon, sonu başı belli olmayan bir yüzeyselliği çağrıştırabiliyor. All-Over-Prinzip olarak yorumlanan bir teknik. Sanatçı 1985 yılında kesin olarak soyut tarzda çalışmaya karar veriyor. 1985-90 tarihleri arasında lirik soyutlama tarzda çalışan Arslan’ın, Alman Informel Sanat Akımı ‘yla birlikte değerlendirilebilecek bir “resim dilini” geliştirdiği görülüyor. “Deutsches Informel” ve “All-Over Prinzip” neredeyse onun sanatının markası oldu. Arslan’ın Informel Sanat’la ilişkisi olmasına rağmen, resimlerinin arkasında yatan ifade, 1950’lerin psikolojik ortamından farklıdır.
O yıllarda boyamış olduğu resimlerin tamamında, tuval yüzeyinin bir takım araştırmalara olduğu, boyaların kazınması, belli alanlarla yoğunlaş-tırılmasıyla resim yüzeyinin tamamına dağıldığı, yani All-Over-Painting tarzının egemen olduğu görülür. Renklerin burada belirli bir ağırlığı yoktur. Siyah ya da beyaz ağırlıklı olarak etkilerini kaybetmişlerdir. Böylece renksizlikten ve A1l-Over-Painting karakterinden doğan bir içine kapanıklık görülür. Resim yüzeyinde beliren karartıların, pırıltıların bir araştırma olmaktan öte üstlendikleri “ifadeleri” yoktur. Arslan’ın çalıştığı formatların karakterinden doğan belirli yakınlaşmalar, renklerin birbiri içine girmesinden kaynaklanan bir yoğunluğa da sahiptir.
1991 yılında resimleriyle daha renkçi bir tavır sergileyerek, Informel etkisinden uzaklaştı. Temel renkler üzerinde yoğunlaşan renkçilik, sanatçının resim yüzeyini hareketlendirdiği izlenimini uyandırmaktadır. Tablonun merkezinde yoğunlaşan renk kümeleri, ileriye-geriye doğru, perspektiv etkisini de uyandırıyor.
belgesi-2782