Bir ülkede ödenen toplam vergi miktarinin Gayri Safi Milli Hasila’ya ya da milli gelire oranidir. Vergi yükü genellikle, vergi miktariyla dogru, ödeme gücüyle ters
1980’lerin basindan beri iktidara gelen tüm partiler devleti küçültecegiz demisler, ama sonuçta devlet büyümüstür. Devletin ekonomide artan agirligini en açik bir biçimde yillar boyunca bir artis trendine girmis olan vergi yükü istatistikleri açik bir biçimde göstermektedir.
Is dünyasinin ödedigi vergi ve sosyal güvenlik katki paylarinin toplaminin gayri safi yurtiçi hasilaya orani olarak tanimlanan vergi yükünün yillar içindeki seyrini su grafik göstermektedir.
Görüldügü gibi 1975 yilinda yani ekonominin 5 yillik planlarla yönlendirildigi karma ekonomi yillarinda devlet, ekonomide üretilen degerin yüzde 16’sina el koyuyordu. Yillardir yasanan enflasyon, enflasyon muhasebesinin bir türlü gerçeklestirilmemesi vergi yükünü dayanilmaz boyutlara çikarmistir. 2001 yilinda ise devlet ekonomide bir yilda üretilen milli gelirin yüzde 35,8’ine el koymaktadir.
Hemen hemen her ekonomik krizde, her dogal afette ek vergiler getirilmis ve daha sonra bu ek vergilerin büyük bölümü fiskal amaçla kalici kilinmistir. Geride biraktigimiz yirmibes yilda devletin ekonomideki agirligi azalmamis tam tersine iki kattan fazla artmistir.
Daha fazla diyoruz çünkü vergi gelirlerine göre yapilan bir hesaplama devletin agirligini düsük göstermektedir. Devletin ekonomideki agirligini aslinda devletin yaptigi harcamalarla tanimlamak daha dogru olacaktir.