Avrupa Sermaye piyasası oluşumu ile birlikte meydana gelen değişmeler her yönü ile etkili olmaktadır. Piyasalarda, finansal araçlarda, ürün ve hizmetlerde, yatırımcı ve fon kullananlar ile sermaye piyasası kurumlan arasındaki ilişkiler yeniden şekillenmektedir.
Bu ilişkiler ve yeniden şekillenmeler doğal olarak sermaye piyasası kurumlarının rekabet çevresini de yenilemekte ve değiştirmektedir. Bu nedenle menkul kıymet piyasalarında rekabetin de arttığı bir ortamda kurumların yönetim anlayışı ve yaklaşımında da değişiklikler gerekmektedir. Sermaye piyasalarında tek pazar oluşumu sonrasında;
– Değişken gelirler ve artan sabit maliyet oranlan kâ rlılıktan etkileyecektir.
– Değişiklerin yaşandığı bu dönemde daha uzun vadeli bir yönetim yaklaşımı gerekmektedir.
– Değişen yapı daha yüksek bir risk yönetimi gerekmektedir.
– Teknoloji rekabette anahtar unsur olmaktadır.
Bu nedenle kurumlar öncelikle profesyonel yönetim ve insan kaynaklan, teknoloji ile pazarlama ve araştırma konularına daha fazla yatırım yapmaktadır.
a) Karlılık Yaklaşımı
Piyasalarda bütünleşme sonrasında artan rekabet ile birlikte kâr marjlarının daralması, ürün ve hizmet fiyatlannın düşmesi ve gelirlerin daha değişken olması beklenmektedir. Kârlılığı etkileyecek üç önemli unsur vardır.
– Teknolojik yatmmlar
– İnsan kaynaklan, pazarlama ve araştırmaya yatmmlar
– Artan rekabet.
Maliyetler içinde sabit giderlerin artması ile birlikte kâ rlılık kısa dönemde etkilenecek olmakla birlikte, uzun vadede yatınmlann gelirleri arttıracağı tahmin edilmektedir. Gelir yapısı içinde ise önemli değişiklikler baklenmemektedir. Bununla birlikte yönetim, danışmanlık ve hizmet türü gelirlerin yani komisyon gelirlerinin artacağı tahmin edilmektedir.
Gelirler ve maliyet yapısındaki değişikliklerin kâ rlılığa etkilerini azaltmak için sermaye piyasası kurumlan şu önlemler üzerinde yoğunlaşmaktadır.
– Gelirler yapısında istikrarı ve dengeyi sağlamak için sunulan ürün ve hizmetlerin etkin bir birleşiminin sağlanması
– Maliyet yapısında ise öncellikle büyük ölçekli kurumların dışında kalan kurumların bilgi teknolojisi ve araştırma gibi konulara yatırım yapmadan bu konularda dışardan hizmet alması.
b) Yönetim Politikaları
Mevcut gelişmeler çerçevesinde daha etkin ve başarılı bir yönetim yapısı için beklenen değişmeler şöyledir.
– Daha girişimci bir yaklaşımın geliştirilmesi
– Kârlılık beklentilerinin tespiti ile, kısa vadeden çok orta ve uzun vadeli perspektiflerin gözönüne alınması
Rekabetin artması ile birlikte yönetimde farklı yaklaşımların geliştirilmesi gerekmektedir. Yönetimde en etkin unsurlardan biri insan kaynaklan olmaktadır. Özellikle orta ve üst kademe yöneticilerin bilgi ve tecrübesi etkin yönetimin başarısında belirleyici olmaktadır. Yönetimin yaratıcı ve girişimci olması, rekabet avantajlarını güçlendirmesi, yeni firsat alanları yaratması ve değerlendirmesi gereklidir. Bunun için de alınan riskler artacaktır. Bu nedenle risk yönetimi de daha fazla önem kazanacaktır.
Yönetimde karar alma mekanizmasının oluşturulması, karar alma birimlerinin tespiti ve karar alma birimlerinde yer alacak yöneticiler önem kazanmaktadır. Yönetim yerel piyasalardan 15 ülkeyi kapsayan tek pazarı bir kapsayacağı için ademi-merkeziyetçi yönetim yapısı ön plana çıkmaktadır.
Yine yönetim ve personel, yenilikçilik ve yaratıcılık konusunda da kurumların rekabet gücünü belirleyecektir. Bu yaklaşımlar nedeniyle insan kaynaklarına yatırımın artması ile birlikte maliyetlerin artışının da, yeni yönetim yapısının sağlayacağı gelir artışı ile karşılanması gerekecektir. Avrupa birliği içinde emeğin de serbest dolanımı nedeniyle yetişmiş insan gücünün ülkeler ve kurumlar arasındaki akımı da artacak ve kurumlar personeli çekmek için ilave avantajlar sunacaklardır.
c) Değişen Piyasa Yapısında Riskler
Finansal kuramların tek pazarda başarılı olabilmesinin önemli bir koşulu, kurumların risk alma konusunda istekliliği, gücü ve risk yönetim kabiliyeti olmaktadır.
1992 yılından sonra başlayan Avrupa sermaye piyasalarında bütünleşme ile birlikte riskler artmıştır. Özellikle farklı pazarlar, yatırımcı ve borclanıcılar ve ürün ile hizmetleı ve rekabet risklerin artmasına yol açmaktadır. Ancak risklerin artışı ve bunların etkileri her ülkede farklı olmaktadır. Bu da ülkelerin sermaye piyasalarının ve kurumlarının gelişmişliğine bağlı olmaktadır.
Bu arada risklerin tanımlanması da önem kazanmakta ve ülkeler ile kurumlan için yine farklılıklar yaşanmaktadır. Ancak pazarı düzenleyen ortak mevzuat ile bu farklılıklar en aza indirilmiştir.
Sermaye piyasası kurumlan için en önemli risk, özellikle türev piyasalarda yer alan fınansal ürünler ile yine ihracını aracılık ettikleri ve yatırım yaptıkları finansal ürünlerden kaynaklanmaktadır. Bu risklerin büyük bölümünün bilanço dışı (off-balance sheet risks) riskler olduğu görülmektedir.
Bilanço dışı riskleri oluşturan yeni finansal araçların geliştirilmesi bunların yönetimi ve kontrolünü de güçleştirmektedir. Bilanço içi ve dışı işlemler arasındaki karşılıklı etkilet risklerin bir bütün olarak değerlendirilmesini engellemektedir. Bilgi teknolojisinin yeni ürünlere uygulanmasındaki gecikmeler ile bu yeni ürünler için ortak standartlann oluşturulması da risklerin yönetimini güçleştirmektedir. Bu nedenle bilgi teknolojisi kullanımının ilk hedefi etkin bir risk takibi, kontrolü ve yönetimi olmalıdır.
d) Teknolojinin Stratejik önemi
Sermaye piyasası kurumlan için kullandtklan ileri teknoloji kendilerine rekabet avantajı sağlama ve rakiplerinden farklı kılma konusunda en önemli unsur olmaktadır. Bu nedenle teknolojinin finansal kurumlar için stratejik önemi bulunmaktadır. Özellikle büyük kurumlann teknoloji yatırımlarını arttırarak pazar paylarını genişletecekleri ve piyasada yoğunlaşmaya gidileceği tahmin edilmektedir.
Teknoloji kullanımının getireceği faydalar şöyle gruplandınlabilir:
1- Daha etkin bir yönetim bilgi sisteminin kurulması ve mevcut sistemlerin iyileştirilmesi
2- Verimliliğin arttırılması ve maliyetlerin kontrolü
3- Daha etkin bir risk yönetimi
.4- Hizmetlerin iyileştirilmesi ve ürün dağıtım sistemlerinin etkinleştirilmesi ile daha geniş bir müşteri portföyüne ulaşılması ve müşteri ilişkilerinin geliştirilmesi.
5- Yeni ürünler ve hizmetlerin geliştirilmesi
6- Finansal raporlama ve destek birimleri sistemlerinin geliştirilmesi
Teknolojinin önemi bu şekilde belirlenirken, teknoloji yatırımlarının getireceği maliyet ile yönetim yaklaşımlarının beklentileri ve hedefleri teknoloji yatırımlarının seviyesinde belirleyici olmaktadır. Nitekim artan maliyetler kurumların kâ rlılığını olumsuz etkilemektedir.
Bilgi teknolojisindeki hızlı gelişme ve yatırımlarının getirdiği maliyet yükü kurumlar arasında bilgi sistemlerinin ortak kullanımı entegrasyonu ve ortak yatınm ile işbirliği gibi konuları da gündeme getirmektedir. Böylece yatırım maliyetlerinin azaltılması sağlanmış olmaktadır.
belgesi-2917