Hükûmet beni misafir etmek üzere, şehrin eski bölümündeki büyük mahallede bir ev hazırlatmış. Buraya dik bir geniş yoldan çıkılıyor. Şehrin, Doğu illerine, yani Asya’ya açılan büyük kapısı doğrultusundaki yol gece gündüz askerî birliklerle dolu. Atların nalları kaldırımları çekiç gibi dövmekte. Evimin sekiz küçük penceresi bu yola bakıyor ve ben askerî hareketin içinde yaşıyorum.
”Ne kadar da çok asker var” diyecek oldum. “Evet, çünkü bugünlerde İngiltere bize karşı seferberlik ilân etmiş. Yakında açıkça bize saldıracak. Bilinmez, belki siz de onlara katılırsınız.”
Bu sözlere kızdım ve muhataplarımı savaş hummasına tutulmuş olmakla suçladım. Onlar bana olayları ve rakamları zikrederek cevap verdiler. Son Yunan taarruzlarının hepsi, büyük ölçüde politik oyunlarla desteklenmiş. Bunların en büyüğü Konya bölgesinde cereyan etmiş. Delibaş adındaki bir eşkıya, Konya’da şeyh Zeynelâbidin ile kardeşi ve bazı gizli dernek üyeleriyle isyan çıkartmışlar. İngiliz lirası harcanarak tertiplenen müthiş bir bozgunculuk örneği. Bu yöntem zaman zaman aynı temeller üzerine oturtularak ve aynı kişiler kullanılarak tekrarlanmaktadır. İngiliz politikası kısmen Ortodoks azınlığının, Rum ve Ermenilerin dinî şeflerine de dayanmaktadır. Saldırılar gittikçe daha sık ve şiddetli olmakta. Bu defa, bunların arkasında kimler olduğu ortaya çıktı ve maskeler düştü, İngilizler artık bu faaliyetlerini gizlemek gereğini duymamakta ve isyancılarla birlikte hareket etmektedirler.
Kaynak: Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği
belgesi-2706