Geleceği kazanmak için, önce kendimize bakma, hatayı kendimizde arama zamanı çoktan geldi. Toplum olarak bunun farkına vardık. Kısaca NLP olarak tanınan ve beynimizi anlama ve onu en etkin biçimde kullanma yollarını öğreten Beyin Dili Programlama büyük ilgi görmektedir. Bu ilgi, sadece bizde değil tüm dünyada var.
Peki tüm dünyada bu kadar ilgi gören NLP nedir’.’
NLP’nin mucizesi nereden geliyor? Niçin herkes sihirli bir değnek gibi ona sarılıyor? NLP, herşeyden önce bir düşünce sistemidir. Bütün sistemlerde olduğu gibi NLP’de de kendi içinde bir mantıksal sıralama vardır. Bu sıralamayı çok iyi anlarsanız, sistemi çok iyi kullanabilirsiniz.
Bazılarının anladığı ve söylediği gibi, boş sloganlar, kum motivasyon lafları, insanları gaza getirme yöntemi değildir NLP. NLP, önce kişinin kendini anlaması, kendi iç çelişkilerinden kurtulması, endişe ve korkulanndan sıyrılması ile başlayıp, çevresini, toplumu ve genel olarak dünyayı daha iyi anlamasını, yaptığı hareketlere bu gözle bakmasını ve davranışlarını buna göre düzenlemesini sağlayan bir sistemdir. NLP, birçok kişinin katkısı ile oluşturulmuş, bilimsel temeli olan bir sistemdir. Kısaca söylemek gerekirse NLP, insan davranışlarının modellenmesi üzerine kurulmuştur. Amacı, etkili iletişim kurmak ve sürekli geliştirmektir. Anahtar kelimeler iletişim ve gelişimdir. NLP’yi etkili iletişim kurmak için size gerekli araçlan sağlayan bir alet çantası olarak düşünebilirsiniz. Bu aletleri doğru kullanırsanız işinizde, özel yaşantınızda, insanlarla ilişkilerinizde çok olumlu gelişmeler kaydedeceksiniz.
Değiştirmek istediğiniz davranışlarınızı rahatlıkla değiştirebilecek, yeni becerileri kolaylıkla kazanabilecek ve zaten iyi yaptığınız şeyleri daha da iyi yapmayı öğreneceksiniz. Sigarayı bırakmak, uçak korkusu gibi fobilerle başa çıkmak, zayıflamak ve bunun gibi daha birçok konuda bulunduğunuz durumu olumlu yönde değiştirmek ve insanları ikna etmek, onların saygısını ve sevgisini kazanmak gibi başka alanlarda yaşantınızı daha da zenginleştireceksiniz. Mesleğiniz her ne olursa olsun, bu metodları etkili bir şekilde kullanırsanız çok daha başarılı olacaksınız. NLP’nin ne olduğu, adında ortaya çıkmaktadır.
– Nöro : Nörolojik sistem, vücudumuzun fiziksel fonksiyonlarini nasıl yerine getirdigi ve beş duyu organımızdan gelen bilgileri işleme tarzı ile ilgilidir.Neuro, insanın beynini ve bütün bedenini saran mükemmel bir ağdır ve hayal tecrübelerimizin sinir sistemimiz sayesinde beş duyumuzla algılanmasıdır. ‘Sinir’ olarak Türkçe’ye çevrilen “Neuro” kelimesi ile anlatılmak istenen, vücudun sadece %2’sini (genellikle 1369 gram civarında) oluşturan beynin ta kendisidir. Bir çoğumuz beynimizi etkin ve bilinçli bir biçimde kullanamıyoruz. Beyin, kapama düğmesi olmayan bir makineye benzer. Ýnsanların çoğu beyinlerinin esiridir. Sanki otobüsün sürücü koltuğuna zincirle bağlanmışlardır ve direksiyon başkasındadır. Beynimize yön vermezsek, ya kontrolden çıkmış bir halde bir yere çarpıp duracak, ya da bizim adımıza kontrolü başkaları ele geçirecektir.
– Lengüistik : Linguistic yani dil (aslında iletişim), bu mükemmel yapının kendi içinde ve çevresiyle olan iletişimini, sinirsel temsillerin kodlandığı, sıralandığı ve anlama kavuştuğu dil ve sözsüz iletişim sistemleridir
– Programlama : Programming, bir plan dahilinde işlevleri sıralama ve girdileri belirli süreçlerden geçirerek çıktılar üretmek, belirlenmi? hedeflere ulaşmak için iletişimimizi ve sinir sistemimizi organize etmektir.
Her davranışın bir yapısı olduğı görüşüyle yola çıkar.Bu yapı, öğrenilebilir, değiştirilebilir ve modellenebilir. Hangi davranışların faydalı ve etkili olduğunu anlamak, algılama yeteneklerimize bağlıdır. NLP, 1970’li yılların başında (dilbilimci) John Grinder ve (matematikci ve Gestalt terapist) Richard Bandler tarafından Amerikada oluşturuldu. NLP, ‘Konusunda yetkin biri ile mükemmel biri arasıdaki fark nedir?’ sorusuna yanıt arama çalışmalarının ürünüdür.
Bu soruya yanıt aranırken dallarında üstün performans sergileyen bazı kişiler seçilerek (Fritz Perls – Gestalt terapinin kurucusu, Virginia Satir – aile terapisti ve Milton Erickson – psikiyatrist, ‘American Society of Clinical Hypnosis’in kurucusu) bu kişilerin sözel ve davranışsal yaklaşımları incelendi. Amaç, mükemmelliğe nasıl erişildiğinin belirlenerek bunun herkes tarafından öğrenilebilir-uygulanabilir hale getirilmesi idi (modelleme).
Grinder ve Bandler kullandiklarıi modelleme teknikleri ve kişisel katkılarını, beyin-dil-vücut arasındaki ilişkiyi sembolize etmek icin ‘Nöro-Lengüistik Programlama’ olarak isimlendirdiler. Günümüze kadar NLP kapsamında, psikoterapi, eğitim, sağlık, iş hayatı, yaratıcılık, yöneticilik, satış, liderlik… gibi çok geniş bir yelpazeye yönelik ceşitli iletişim – değişim becerileri ve etkin yöntemler geliştirildi. NLP, çıkış noktasının da etkisiyle, bir çok kaynakta ‘mükemmelliğin bilimi…değişimin sanatı’, ‘mükemmellik yapısı üzerine çalışma’, ‘performans teknolojisi’, ‘istediğiniz sonuçları elde etme yöntemi’…gibi tanımlarla anılmaktadır. Davranış düzeyine ağırlık vererek kestirme sonuçlarıi öne çıkarmak NLP’yi eksik tanımak olacaktır. Davranışların ve görünen sonuçların arkasında, aslında cok katmanlı bir yapı vardır. Daha üst düzeyde NLP, kişisel inanç, misyon ve vizyona odaklaşmaya, sadece birey olarak degil, daha büyük sistemlerin (aile, toplum, evren) bir elemanı olarak insanı anlamaya yönelik bir çerceve sunar. NLP’nin tüm model ve teknikleri özünde iki temel varsayıma dayanmaktadır :
1. Harita yaklaşımı : Çevremizden, sürekli olarak, işleyebileceğimizden cok daha fazla miktarda uyarı alırız ve bu bilgileri kişisel filtrelerimizden geçirerek algılarız. ‘Kişisel filtre’, insanın yapısına, düşünce tarzına, inançlarına, o anda içinde olduğu fiziksel-ruhsal duruma… baglıi olarak değişir. Yani bir başka deyişle, biz çevreden gelen uyarıları, hep kendi yorumumuzu katarak algılarız. Dolayısı ile mutlak gerceği değil, algıladığımız gerçeği bilir, ona göre davranırız. Herkesin kendine göre oluşturduğu bu ‘gerçek’lere ‘harita’ (veya nöro-lengüistik harita) diyoruz. Davranışlarımızı kısıtlayan ya da çeşitlendiren de bu haritalarımızdır, mutlak gerçekler değil.
2. Sistem yaklaşımı : Gerek insanın kendi içindeki süreçler, gerekse diğer insanlarla ve çevresiyle etkileşimi sistemseldir. Kişiler, toplumlar ve evren, birbiriyle sürekli etkileşim halinde bulunan karmaşık bir sistemler ve alt-sistemler bütünü oluşturur. Bu sistemin herhangi bir parçasını sistemden ayırmak (izole etmek) olanaksızdır.
NLP varsayımlarına göre insanların tam ve doğru olarak gerçeği bilmesi mümkün değildir. Bu durumda amaç, ‘doğru harita’yı oluşturmak değil, sistem yaklaşımına uygun en ‘zengin harita’yı oluşturmaktır. Bir sorun karşısinda ne kadar çok davranış alternatifi varsa başarı şansı da bu çeşitlilik oranında artar.
Mükemmel kişiler, çok çeşitli bakış açıları ve çok sayıda davranış seçenekleri içeren haritalara sahip olan kişilerdir.
NLP, bakış açılarını ve davranış seçeneklerini artırma, zenginleştirme yöntemleri sunar. Çok secenek sahibi olmak kişiyi mükemmelliğe yaklaştırırken, çok çeşitli bakış açılarına sahip olmak da olgunlaştırır.
Empati: Olayları, insanları, davranışları, dünyayı algılama şeklinizi değiştirdiğinizde, farklı gözle bakmayı öğrendiğinizde empati aşamasına gelirsiniz. Bu aşamaya geldiğinizde iletişiminiz mükemmelleşir. Ýletişimin önemini günlük yaşantınızdaki olayları derinlemesine düşündüğünüzde daha iyi anlarsınız.
“Bir gün hastaneye ağır hasta bir kız çocuğu getirirler. Çocuğun tek yaşama şansy 5 yaşındaki kardeşinden acil kan nakli yapılmasıdır. Küçük kardeş, aynı hastalıktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığı yok eden bağışıklık oluşmuştur.
Doktor, durumu 5 yaşındaki çocuğa anlatır ve ablasına kan verip veremeyeceğini sorar. Küçük Çocuk bir an duraksar. Sonra derin hir nefes alır ve; ‘Eğer kurtulacaksa kanımı veririm’ der. Küçük kardeş kan nakli yapılırken ablasına bakar ve gülümsemeye çalışır, Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlar. Ama küçük çocuğun rengi de giderek solmaya başlar. Gülümsemesi de gittikçe yok olur. Titreyen bir sesle doktora sorar:
‘Hemen mi öleceğim?’
Küçük çocuk doktoru yanlış, anlamış, ablasına vücudundaki tüm kanı verip öleceğini sanmıştır. Aslında küçük çocuk yanlış, anlamamıştır, doktor konuyu iyi anlatamamıştır. Burada önemli olan, doktorun .söylemek. islediği değil, çocuğun ne anladığıdır.”
NLP VE BAŞARI
Günümüzde başarı deyince iş hayatı, okul hayatı veya özel hayat ayrımı yapılmıyor. Bugün gelişme ve haşan, her alandaki insanı ilgilendiriyor. Çocuklarımızı başarı için geliştirmeye ve motive etmeye çalışıyoruz. Şirketler ve kuruluşlar, çalışanları geliştikçe daha ileriye gidiyor. Bunun için de çalışanların kişisel gelişimine yatırım yapmak için bütçe ayırıyorlar.
Kişisel gelişim; insanların kapasitelerini, performanslarını ve sonuç olarak verimini artırmaya katkısı olacak bilgi, beceri ve yeteneklerin geliştirilmesidir. Kişisel gelişim tamamını derinlemesine incelediğimizde; öncelikle kişinin kendini daha iyi tanıması, daha iyi ilişkiler ve daha iyi iletişim kurmak için çevresindeki insanları tanıması, sürekli olarak olumlu davranışlar sergilemesi, başkaları üzerinde etkili olması, sorun odaklı olmak yerine problem çözümüne odaklanması ve hepsinden önemlisi beynini etkili biçimde ve en yüksek düzeyde kullanabilmesi gibi davranışlarını
geliştirilmesi bulunduğunu görürüz. Son yıllarda kişisel gelişim kavramı, günlük hayatımızda kullandığımız ve her yerde önümüze çıkan bir kavram oldu. Önceleri şirketlerin çalışanlarını geliştirmek için verdikleri eğitimler, bir moda gibi toplumun bütün kesimlerine yayılmaya başladı.
Yayınevlerinin gayretleriyle toplum, önce yabancı yazarların tercüme edilmiş kişisel gelişim kitapları ile tanıştı. Çok geçmeden bizim içimizden insanlar bu konudaki çalışmaları ile seslerini duyurdular. Bu kervana her gün yeni arkadaşlarımız katılıyor.
Peki, bu bir moda olabilir mi? Pek sanmıyorum. Bir moda olsaydı, çok kısa zamanda bu konular unutulurdu. Bir eğilim, 10 yıllarla ifade edilen dönem devam ediyorsa, hem de artan bir ilgiyle, buna moda diyemeyiz. Bu, olsa olsa bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç başarı ve gelişim mecburiyetinden doğuyor. Ey başarı, ben sana mecburum! Günümüz insanı, gelişmeye ve başarmaya, geçmişe oranla çok daha mecbur. Koşullar artık çok hızlı değişiyor. Koşullara ayak uyduramayanlara karşı acıması olmayan günlerde yaşıyoruz. Yarın bugünden daha zor olacak. Başarma yolunda mazeretlerin ardına saklanmak bizi kurtarmayacak. Toplum olarak hep mazeretlere sığınma devri bitti. Mazeretlere sığınmanın, ağlanmanın bir
faydası olmadığını da acı tecrübelerle birçok kez yaşadık.
NLP bir yöntemdir:
Her davranışın bir yapısı olduğı görüşüyle yola çıkar. Bu yapı, öğrenilebilir, değiştirilebilir ve modellenebilir. Hangi davranışların faydalı ve etkili olduğunu anlamak, algılama yeteneklerimize bağlıdır.
NLP bir davranış biçimidir:
Merak ve macera duyguları tarafından biçimlendirilmiştir. Hayata, az rastlanan bir öğrenme fırsatı olarak bakar. Ýnsanları etkileyen iletişim
biçimleri ve nelerin öğrenmeye değer olduğu konularında ustalaşmayı amaçlar.
NLP bir teknolojidir:
NLP, öğrenen kişinin algılarını ve bilgilerini, bir zamanlar imkansız gibi görünen sonuçlara ulaşmak için organize edebilmesini sağlar.
NLP’nin sistematiğini şöyle açıklayabiliriz. Sistem, temelinde iki ana başlıktan oluşur;
1. Sistemi anlama
2. Sistemi uygulama / uyarlama
l- Sistemi anlama:
Bu adını, NLP’nin bakış açısını öğrenme aşamasıdır. Burada NPL’nin varsayımlarını çok iyi özümsemek gerekiyor. ‘Sinir’ olarak Türkçe’ye çevrilen “Neuro” kelimesi ile anlatılmak istenen, vücudun sadece %2’sini (genellikle 1369 gram civarında) oluşturan beynin ta kendisidir. Bir çoğumuz beynimizi etkin ve bilinçli bir biçimde kullanamıyoruz. Beyin, kapama düğmesi olmayan bir makineye benzer. Ýnsanların çoğu beyinlerinin esiridir. Sanki otobüsün sürücü koltuğuna zincirle bağlanmışlardır ve direksiyon başkasındadır. Beynimize yön vermezsek, ya kontrolden çıkmış bir halde bir yere çarpıp duracak, ya da bizim adımıza kontrolü başkaları ele geçirecektir.
Kendini anlama ve çevreyi algılama:
Çevremizde olan biteni beş duyumuzla algılayıp yorumluyoruz. Gördüklerinize, duyduklarımıza ve hissettiklerini ize inanıyoruz. Çevremizde olan biteni algılayıp yorumlamamız ve bu yorumun bize özgü olması, kişisel zillin haritamızın çerçevesini oluşturur. Bu kişisel harita bizim gerçekliğimizdir, yani bilim anlayışımızdır ya da bilincimizdir. Ancak herkesin zihin haritası farklıdır, bunun için kişilerin zihin haritaları gerçek dünyayı göstermez.
Bunu kabul ettiğiniz anda, farklı açılardan bakmayı öğrenirsiniz. Sizin yaşamakta olduğunuz deneyimlerin, dünyayı algılamaya yetmediğini fark edersiniz. Dünyayı ve çevremizi algılamaya devam ettiğimiz sürece, haritalama ve çerçeveleme süreçleri devam eder.
Haritamız ve beynin elektrokimyasal bir çalışma sistemi vardır ve kişisel haritamız, beynimizin sinirsel ağının çalınması ile oluşur. Ýnsanların kişisel haritaları hayatları boyunca yaşadıkları deneyimler sonucu oluşur. Bu süreçte, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde zihinsel filtrelerimize pekçok şeyi ekleyebilir veya çıkartabiliriz. Yani zihnimizi gerçekten değiştirebiliriz. NLP bize bu değişiklikleri bilinçli olarak yapma ve istediğimiz sonuçlara ulaşma şansını verir.
Peki sizin gerçeğiniz, yani haritanız nedir? Bizler bu dünyayı, olayları, nesneleri kendi algılama filtrelerimizi kullanarak görüyoruz. Hiçbir şeyi
olduğu gibi görmüyoruz. Bizim gerçekliğimiz (haritamız) bizim sübjektif ve sınırlı algılarımızdır, gerçek dünyayy göstermez. Bu görüş bazı kişilere
şaşırtıcı gelebilir. Başka insanların deneyimlerini keşfettiğinizde ve farklı yorumlama yeteneğinizi geliştirdiğinizde, öğrenme becerilerimiz geliştirebilirsiniz. Bizim atasözlerimiz de çok doğru saptamalar yanında, yanlış saptamalar da vardır. Bunlardan birisi şu sözdür: ‘Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.’ Alışkanlıkların değişmeyeceğini anlatmak için söylenmiş olan bu söz, algılarımızın değişmeyeceğini iddia ettiği için yanlış bir yönlendirme yapmakladır. Aslında gerçek şudur: Değişmeyi istiyorsanız değişirsiniz.
Yeniden çerçeveleme:
Bu tanım, dünyayı algılama alışkanlıklarımızı değiştirmeyi ifade eder. Kendi gözlüğümüzü çıkartıp, başkalarının gözlüğü ile bakabilmektir. Aynı yere bakıp, farklı şeyler görebilmektir. Empatinin temelidir. Şu küçük hikaye yeniden çerçevelenmeye güzel bir örnektir:
“Ayakkabı üreticisi bir firma, pazar araştırmaları için bir elemanını geri kalmış bir bölgeye göndermiş. Bu bölge de çağın nimetleri adına hiçbir şey yokmuş. Ýnsanlar yarı çıplak ve yalınayak dolaşıyorlarmış. Bölgeyi inceleyen eleman şirket merkezine şu raporu vermiş:
‘Burada ayakkabı kullanan yok. Bu bölgede ayakkabı satamayız’
Şirket, bir süre sonra başka bir elemanını aynı bölgeye göndermiş. Yeni giden eleman, bölgeyi incelemiş ve şu raporu göndermiş:
‘Bu bölgede müthiş bir potansiyel var. Hiç kimse ayakkabı kullanmyyor. Buraya derhal 40.000 çift ayakkabı gönderin.
” Yeniden çerçeveleme, olayları yaptığımız faaliyetlerin bir sonucu olarak görmektir. NLP’nin “Sizin başarısızlık diye yorumladığınız şey, sadece bir sonuçtan ibarettir” şeklinde anlatılan varsayımı, yeniden çerçevelemenin özetidir. Edison’un yüzlerce denemeden sonra elektriği bulamaması konusunda ne düşündüğünü soranlara; “Başarısızlığa uğramadım. Sadece ampulün bulunmayacağı bir yol daha keşfettim” demiş. Demek ki, başarısızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde, moralimizi bozmadan, içinde bulunduğumuz, (durumu, yaptığımız çalışmaların sonucu olarak göreceğiz. Nerede yanlış yaptığımızı araştıracağız. Olaylara farklı gözlükle bakmayı deneyeceğiz. Bu konuda Einstein’in ünlü sözünü hatırlayın:
“Problemleri, onu ortaya çıkaran seviyede çözemezsiniz. Bir üst aşamaya geçmelisiniz.”
2- Uygulama / Uyarlama:
Bu aşama, yapmak istediğimiz şeyleri nasıl yapacağımızı, nelere ihtiyacımız, olduğunu anlatır. Kendimizle ilgili olarak bilmemiz gereken dört konu var. Bunları, yolculuğa çıkmadan önce yapacağımız hazırlıklara benzetebiliriz.
1. Yapacağımız şeye yeterince inanyıor muyuz?
2. Yeterince bilgili miyiz?
3. Bu işi yapabilecek becerilere sahip miyiz?
4. Kişilik özelliklerimiz nelerdir ve özelliklerinizin geliştirilmeye ihtiyacı var mı?
Bu konularda hazırlıklarınızı kontrol ettikten sonra yolculuk başlayabilir. Buradan sonra stratejilerinizi uygulamak, öğrendiklerinizi amaçlarınıza uyarlamak zamanı gelmiştir.
1. Hedeflerini açık olarak belirle:
Nereye gideceğinizi bilirseniz , rotanızı daha kolay belirleyebilirsiniz. Bunun için yolculuğa çıkmadan önce nereye gitmek istediğinizi belirlemek çok önemlidir.
2. Harekete geç:
Başlamak bitirmenin yansıdır derler. Bu ilke hayalperestlerle başaranların arasındaki farkı gösterir. Başarılı insanlar bir yerden başlayanlardır.
3. Attığın adımları kontrol et:
Bir yolda yürürken, attığınız adımların sonuçları veya
gelişmelerini çok iyi izlemek ve analiz etmek
zorundasınız. Burada sezgileriniz, gözlemciliğiniz,
aldığınız geri bildirimler çok önemlidir.
4. Davranışlarında esneklik geliştir:
Attığınız, adımların sonuçlarını erken görmek,
başarısızlık olarak algıladığınız durumdan kurtulmak
için taktik değiştirmenizi sağlayacaktır
Kaynak: benbigun.com
belgesi-258