İlk Virüsün Keşfi

Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında Tütün Mozaik hastalığının nedenlerini araştıran bilim adamları hastalığın bulaşıcı olduğunu ortaya koymuşlar,ancak hastalığa neyin neden olduğunu bulamamışlardı.Pasteur,Koch ve Lister’in pek çok hastalığının nedeninin mikroorganizmalar olduğunu göstermelerinin üzerinden çok uzun süre geçmemişti.Bu üç bilim adamının yaptığı çalışmaların,dönemin bilim adamları üzerindeki etkisi sürüyordu.Tütün Mozaik hastalığının nedeni herne idiyse "Koch Postulası" olarak bilinen ve bilimadamlarının bir hastalığın nedeninin bir organizmaya bağlamak için uyguladıkları kurallar dizisini ihlal ediyordu.Koch Postulasına göre bir hastalığın nedeni bir organizmaysa,o organizma hasta organizmadan izole edilebilmeli,saf kültür halinde üretilebilmeli;saf kültür sağlıklı organizmaya verildiğinde hastalık oluşmalı ve hastalanan organizmadan yeniden izole edilebilmeliydi.Ne var ki,mozaik hastalığının görüldüğü tütün bitkilerinden hastalığa neden olan organizmayı elde etmek mümkün olmuyordu.Tütün mozaik hastalığının adını koyan ve ilk çalışmalarını gerçekleştiren Adolf Mayer,Koch Postulalarını takip etmeye çalıştı.Tütün bitkilerden elde ettiği saf mikroorganizma kültürlerinden hiç biri hastalığa neden olmuyordu.Mayer enfeksiyonun filtre kağıdından kolayca geçtiğini gördü.Ancak ard arda yapılan filtrasyonlar sonucunda hasta yapraklardan alınan sıvının enfeksiyon etkeninden temizlendiğini de gözledi.Dmitrii Iwanowski,çoğunlukla Tütün Mozaik hastalığına neden olan enfeksiyon etkeninin kaşifi olarak kabul edilir.Iwanowski Mayer’in enfeksiyonel etkenin çift filtre kağıdıyla ayrılabildiği görüşüne katılmadı.Porselen filtrelerle yaptığı çalışmalar sonucunda,hastalık nedeninin porselen filtrelerden bile geçebildiğini kanıtladı.Porselen filtreler hiçbir bakteriye karşı geçirgen değiller.Iwanowski,bulguların iki şekilde açıklanabileceğini belirtti.Hastalığın nedeni ya bir bakteri toksini ya da filtrelerden geçebilen bir bakteriydi.Iwanowski 1903’te yayınladığı son makalede de hastalığın nedeninin kültürü yapılamayan bir bakteri olduğu görüşünü sürdürdü.Martinus Beijerinck’in 1898 yılında yayımlanan makalesi,bu üç bilimadamınca ortaya konanlar arasında hastalıkla ve neden olan ajanla ilgili yapılmış en detaylı çalışma.Hastalığa neden olan organizmayı kültürde üretmeyi filtre etmeyi kendinden önceki bilimadamları gibi başaramayan Beijerinck hastalığın nedeninin "contagium vivum fluidum" yani "bulaşıcı canlı sıvı" olduğu yorumunu yaptı.Hasta bitkilerin özsuyunun aşılanarak sonsuz sayıda sağlıklı bitkiye hastalığın bulaştırılabileceğini gösterip enfeksiyon ajanının kendisini hasta bitkide çoğlttığını ileri sürdü.Beijerinck,Iwanowski’nin aksine tütün mozaik hastalığının nedeninin bir mikroptan oldukça farklı bir şey olduğunu fark etti.Bu nedenle son zamanlardaki virolojinin kurucusu olarak Iwanowski’nin yerine Beijerinck’in adı anılır oldu.Tütün mozaik virüsünün (TMV) ardından filtrelerden geçebilen,mikroskopla belirlenemeyen ve kültüre edilemeyen bu garip enfeksiyon etkenlerine yenileri de eklenir.Beijerinck’in makalesinin yayınlandığı 1898 yılında Freidrich Loeffler ve Paul Frosch,şap hastalığına da benzeri bi ajanın yol açtığını bildirdiler.Çok geçmeden bitki,hayvan,insan ve bakterileri enfekte eden virüsler bulundu.Özellikle bakteriler enfekte eden virüslerin (bakteriyofajların),bulunmasıyla viroloji araştırmaları hızlandı.Tütün mozaik virüsü 1935 yılında Wendell Stanley tarafından saflaştırılıp kristalize edildi.Bu virüslerin moleküler yapısını tamamlamada ve onların doğasını aydınlatmada ilk adım.Stanley,bu çalışması nedeniyle 1946 yılında Nobel ödülüne layık görüldü.Stanley kristalize edilen virüsün enfeksiyon özelliğini korduğunu da gösterdi.Virüslerin canlılar ile cansızlar arasındaki sınırdaki yerlerinin farkına varan Stanley,bunu şu sözlerle anlatır:"Boyutları göz önünde bulundurulduğunda biyologların organizmalarıyla,kimyacıların moleküllerinin iki aşırı ucunun çakıştığı yerde bulunmaları,sadece virüslerin doğasına atfedilen gizemin artmasına hizmet etmektedir.Ve bu şekilde yaşayan ile yaşamayanı birbirinden ayıran keskin çizginin artık geçerliliği yoktur.Bu gerçek çağlar kadar eski bir sorunun çevresinde dönen tartışmaları alevlendirmiştir:"Yaşam nedir?" 
belgesi-989

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin