ELEKTROLİT HOMEOSTAZİSİ:
SODYUM :
z Na reabsorbsiyonu, su, Cl, glukoz, HCO3, üre ve aminoasit reabsorbsiyonu için gereklidir.
z Proksimal tübül sodyuma oldukça permeabıldır.
z Sodyumun %80’i H sekresyonuna zıt olarak Cl ve HCO3 ile birlikte hücre içine girerler.
z Distal tübülde Na ve K/H transportu aldesteron ile düzenlenir.
POTASYUM:
z Birçok tipi olan K kanallarının 4 fonksiyonu vardır;
1. Negatif hücre membran potansiyelinin korunması,
2. İntrasellüler volümün regülasyonu,
3. Na-2Cl-K kotransportu sağlamak için K’un apikal ve bazolateral membranlara resirkülasyonu,
4. Toplayıcı kanallardaki Na-K-ATPaz ile K atılımı.
KLOR:
z Hücre içi negatif elektriksel potansiyel, hücreye giren Cl’a karşı koyar, proksimal tübülde temel katyon olan Na, HCO3 ile birlikte absorbe edilir, böylece lüminal Cl konsantrasyonu artar.
z Cl için 2 temel reasorsiyon mekanizması vardır;
1. HCO3 gibi anyonların sekresyonu için değişimde bulunan bir engelleyici yol,
2. Kortikal nefrondaki proksimal tübülün son 2/3’de Cl’a karşı hücre membran geçirgenliği artarak, reabsorbsiyon konsantrasyon gradiyentiyle gerçekleştirilir.(Bu Na’un pasif reabsorbsiyonuyla birliktedir.)
KALSİYUM:
z Filtrasyona uğrayan kalsiyumun %98’i reabsorbe olur, bunun %65-75’i proksimal tübülde, %20-25’i henlenin kalın çıkan kolunda, %10’u distal tübülden ve az bir kısmı da toplayıcı kanallardan gerçekleşir.
z Na’un aktif reabsorbsiyonuna bağlı pasif bir olayla gerçekleşir.
z Fakat özellikle distal tübülde (mg bağımlı) ATPaz benzeri aktif bir yol da vardır.
z Ca’un reabsorbsiyonu parathormonun etkisiyle artar, kalsitoninin etkisiyle azalır.
FOSFAT:
z Filtrasyona uğrayan fosfatın %20’si idrarla atılır.
z Fakat plazma fosfat konsantrasyonu 1.2 mmol/L’yi aşınca idrar fosfatında artış olur.
z Fosfatın reabsorbsiyonu, Na’un reasorbsiyonuna bağlıdır.
z Hem Parathormon hem de Vit D fosfat transportunu düzenler.
ASİT-BAZ HOMEOSTAZİSİ:
¿ Filtrasyona uğrayan HCO3’ün %90’ı proksimal tübül, distal tübül ve toplayıcı kanallardan geri emilir.
¿ Proksimal tübülde karbonik anhidraz ve H sekresyonu ile gerçekleşir.
¿ Distal tübülde HCO3 alındıktan sonra, sekrete edilen H temel olarak fosfat gibi tamponlar tarafından alınır ve böylece tübüler sıvı daha asidik olur.
¿ Amonyak çoğunlukla proksimal tübülde olmak üzere nefronun diğer kısımlarında da glutaminin deaminasyonuyla sentez edilir ve lümene sekrete edilir.
SU HOMEOSTAZİSİ:
ü Tübüler sıvı içeriğinin yaklaşık %70’i proksimal tübülden, %5’i henle kulpundan, %10’u distal tübülden ve geri kalanı da toplayıcı kanallardan geri emilir.
ü Su reabsorbsiyonu veya üriner konsantrasyon temel olarak Henle kulpunun karşı akım mekanizması tarafından düzenlenir.
ü Henle kulpunun inen kısmı suya oldukça geçirgenken, çıkan kısım ve toplayıcı kanallar geçirgen değildir.
ü Henle kulpuna giren sıvı plazma ile izotoniktir. Ancak çıkarken hipotonik olur.
ü Renal medülla yüksek bir osmolalite sağlar. Fakat bu yüksek osmolalite, idrarın konsantre edilmesi açısından yeterli bir açıklama getirmez. Ayrıca toplayıcı kanalların ADH etkisiyle üre ve suya geçirgenliğinin düzenlenmesine de bağlıdır.
ü Glomerüler filtrat yaklaşık 180 L/gün’dür. Bunun yaklaşık 23 L’si toplayıcı kanallara ulaşır ve ADH yokluğunda tümü idrara atılır.
ü ADH etkisi altındaki kortikal toplayıcı kanallar suya geçirgendir. Su ve üre toplayıcı kanalların medüller bölgesinde geri emilmesi idrar miktarını azaltırken idrarda çözünmüş maddelerin konsantrasyonunu arttırır.
ü Sonuç olarak, idrar osmolalitesi 50-1200 mOsm/kg arasında değişir. ADH sekresyonunun düzenlenmesi sıvı homeostazisi açısından hayati önem taşır.
ENDOKRİN FONKSİYON:
q Böbrekler, primer olarak hormon üreten (eritropoetin, renin ve prostoglandinler) endokrin bir organdır.
q Sekonder olarak da başka yerde üretilen hormonların etkilediği bölgedir
q Aynı zamanda insülin ve aldosteron gibi hormonların da yıkıma uğradığı bölgedir.
q Eritropoetin peritübüler fibroblastların proksimal tübüler ağa yakın hücreleri tarafından sentezlenir.
q Prostoglandin (prostosiklin ve prostoglandin E2) ve tromboksanlar , böbreğin bir çok kısmında (arteriollerin endotelyal, mezenşiyal, glomerül epitelyal, renal interstisyal ve tübüler hücrelerde) bulunan siklooksijenaz enzim sistemi tarafından araşidonik asitten sentezlenir.
q Renin, jukstaglomerüler hücrelerde üretilir. Renal perfüzyon basıncının azalması ve hiponatremi, renin için temel uyarıcılardır.
q Renin; anjiotensinojen üzerine etki eder ve anjiotensinojen-I oluşur, buda akciğerlerde bulunan anjiotensin konverting enzim tarafından anjiotensin-II’ye dönüştürülür..
q Anjiotensin-II, sistemik vazokonstrüksiyon, intrarenal vazokonstrüksiyon ve aldosteron salınmasına neden olur.
q Aldosteron, temel olarak distal tübüllerde potasyumla yer değiştiren Na+ reabsorbsiyonuna neden olur.
q Diyetle alınan D-vitamininin aktif hale geçmesi için iki kez hidroksillenmesi gerekir. İlk basamak karaciğer tarafından yapılırken ikinci basamak hidroksilasyon ise böbrekte yapılır.
q Proksimal tübüler hücrelerde bulunan 1,25-dihidroksikolekalsiferol hidroksilaz, 25-hidroksikolekalsiferolden vitamin D üretimini sağlar.
belgesi-356