Türkiye Cumhuriyeti’nde gazete çıkarmak, bir kitap neşretmek, matbaa açmak için riayet olunması lazım gelen, merasim matbuat kanunu ve matbaalar kanununda tespit olunmuştur. Muzır neşriyat ve şahıslara tecavüz halinde yapılacak muamele de bu kanunlarda ve ceza kanununda yazılıdır.
Bu hususta bizce söylenecek sözler şöyle hülasa edilebilir. Matbuatın umumi hayatta, siyasi hayatta ve cumhuriyetin terakkiyat ve tekamülatında haiz olduğu vazifeler yüksektir. Matbuatın tam ve vasi hürriyeti hüsnü istimal etmesi hususunun nazik olduğu kayda şayandır. Her türlü kanuni kayıtlardan evvel bir sahibi kalem ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilerine olduğu kadar, vatandaşların haklarına ve memleketin her türlü hususi telakkilerin fevkinde olan yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevi mesuliyetindedir. Bu mecburiyettir ki, umumi intizamı temin edebilir. Maahaza matbuat serbestisinden meydana gelecek fenalıkları ortadan kaldıracak müessir vasıta, asla mazide olduğu gibi matbuat hürriyetini bağlayan bağlar değildir. Bilakis, matbuat hürriyetinden tevellüt edecek mahzurların izale vasıtası yine binnefis matbuat hürriyetidir…
Kaynak: Atatürk’ten Yazdıklarım
belgesi-2602