Adana kentinin bulunduğu Çukurova Deltası, Akdeniz kıyılarından kuzeyde Toros Dağlari’nin yüksek tepelerine uzanır. Yeryüzü şekilleri bakımından farklı iki bölümden oluşur. Güneyde, il alanının yaklaşık %27’sini kaplayan alçak, sıcak ve verimli ovalar yayılır. Bunların başlıcaları, Seyhan, Ceyhan ve Tarsus ırmaklarının yüzyıllardan beri sürüklediği alüvyonlarla oluşan Çukurova Deltası (Adana Ovası olarak bilinir) ve Ceyhan ırmağının açtığı boğaz ile Adana Ovası’ndan ayrılan Ceyhan Ovasıdır. İlin kuzeyi tepelikler, yaylalar ve büyük bir bölümü Toros sistemine bağlı dağlarla kaplı çok engebeli bir bölgedir. İl topraklarının yaklaşık %73’ü kaplayan bu bölümün batısında Karanfildağı (3059 m), Güzeller Tepesi (3461 m) ve il sınırının biraz dışında Demirkazık Tepesi (3756 m) gibi Orta Toros’ların, Aladağlar adıyla bilinen, yer yer sürekli kar ve küçük buzulların görüldüğü en yüksek dorukları yer alır. Doğudaki dağlar, Doğu Toroslar adıyla, Kuzey-Doğu yönünde birbirine koşut ve yer yer 2500 – 3000 m’yi aşan sıralar halinde uzanır. İlin kuzey ve güney bölümleri arasında yer şekillerindeki bu ayrılık iklim, bitki örtüsü, tarım etkinliklerinin niteliği, nüfus yoğunluğu, kentleşme derecesi gibi bir çok konuda farlılıklara yol açar. Denizden uzaklaştıkça karasal bir nitelik kazanan Akdeniz iklim etkisi egemendir. Adana, nüfus sayısı, yoğunluğu, artışı, kentleşme ve ekonomik gelişme hızı bakımlarından başta gelen illerdendir. Nüfus yoğunluğu, Türkiye ortalamasının iki katına yakındır (95 kişi/km²). Nüfusun yaklaşık %66’sı (1/3’den çoğu il merkezinde) kentsel; %34’ü de kırsal yerleşmelerde yaşar. Ilçe merkezlerinden kimileri (Kadirli, Kozan, Ceyhan) nüfus sayıları ve işlevleri bakımından birer orta boylu kent niteliğindedir. Adana ili, nüfus artış hızı bakımından Türkiye’de 3. sırayı alır (yılda yaklaşık %0.36).Çalışan nüfusun genel nüfusa oranı %40’ın üstündedir. Bunun yaklaşık %65’i tarım, %15 işleme endüstrisi kollarında çalışır. Türkiye’nin iç ve dış ticaretinde önemli rol oynayan kimi tarım ürünleri büyük ölçüde Adana’da yetiştirilir. İl topraklarının yaklaşık %36’sı tarıma ayrılmıştır.
Tarımda makineleşme ve sulama çok gelişmiştir. Ekili alanın yaklaşık %20’sinde tarım yapılır. Bu, Türkiye ortalamasının iki katından fazladir. 19. Yüzyil’in ikinci yarısında ABD’indeki uzun iç savaşın pamuk üretimini aksatmasıyla artan dış istem, tarımın gelişmesinde etkili oldu. Bunun sonucunda göçerlerin bir bölümü kışlakları olan ovalarda yerleşik yaşama geçirildi. Böylece bir çok yeni yerleşme kuruldu. Komsu Içel ve Hatay illerinde de, Adana’nın güneyindeki bu ovalarda ekonomik bir bütünlük içinde aynı gelişme sürecini yasadı. 1950’den sonraki yıllarda yolların, liman ve sulama tesislerinin yapılması, taşkınlıklara karşı önlem alınması, bataklıkların kurutulması, yeni endüstri alanlarının kurulması giderek artan ve çeşitlenen tarımsal ürünlerin yetiştirilip işlenmesi sonucu buraya başka bölgelerden gelip yerleşenlerin sayısı arttı. Adana Türkiye’nin sürekli ya da en çok göç alan illerdendir. Her yıl özellikle pamuk hasadı sırasında onbinlerce tarım işçisi, geçici olarak Adana’ya gelir ve bunlarin birçoğu yerleşir. Son yillarda Güneydoğu terörü nedeniyle göç alımı daha da yogunlaşmiş durumdadir. Adana’da işleme endüstrisi özellikle tarımsal ürünleri işleyen kollar 1950’den sonra büyük gelişme gösterdi. Başlıcaları çırçır, pamuk ipliği, pamuklu dokuma, besin maddeleri (un ve bitkisel yağ), sabun, kereste, çimento endüstrileridir. Ilde ayrıca bir çok tamirhane ve dökümhane de vardır. Türkiye’deki endüstri işçilerinin yaklaşık %7’si Adana’dadır. Ilin, İç Anadolu’dan Suriye ve Mezopotamya’ya uzanan yollar üzerindeki konumu önemlidir. Toroslar ve Amanos Dağları Birinci Dünya Savaşı yıllarında demir yoluyla aşıldı. 1950’den sonra iç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya stratejik önemide olan düzenli kara yollarıyla bağlandı.