Sevgili zaman yolculugu arastirmacilari uzun yillardir surdurdugum zaman yolculugu arastirmalarimi bir takim sebeblerden oturu ilerede birakabilirim.Agir ekonomik yetersizlikler cevresel ve psIkolojik baskilardan oturu bu arastirmalarin ileriye donuk olarak amacina ulasip ulasmayacagi konusunda supheliyim. Arastirmalarimi sonuna kadar surdurmek isterdim. Fakat Turkiyede akademik kariyeri olmayan insanlar cok yogun baskilar altinda kaliyor.Turkiyede akademik odulleri olan ve birkac universite bitirmis bilim adamlari bile farkli ve alisilmadik bir konuda fikir beyan ettiklerinde agir elestiri ve ithamlar altinda kaldigina gore benim gibi amator bir arastirmacinin artik bu toplumsal baskilara tahammul etmesi cok guc bir hale gelmektedir.Her turlu imkansizliklara, maddi ve manevi engellere ve baskilara karsin 15 seneye yakin bir zaman boyunca zaman yolculugu arastirmalarima devam ettim.Fakat bu konuda insanlardan hicbir maddi manevi destek gelmeyince artik bu arastirmalari daha ne kadar surdurebilirim bilmiyorum!. Imkanlarim ve omrum olsaydi 100 yil boyunca binlerce kitap dolu bir laboratuvara kapanmak ve istedigim konularda arastirma yapmak isterdim. Ileriye dogru baktigimda daha arastirilacak bulunacak cok sey oldugunu goruyorum. Fakat gelecekte yeteri kadar imkanlari olan genc arkadaslarin benim arastirmalarima biraktigim yerden devam ettirmelerini rica ediyorum.Aslinda yanlis bir zamanda ve yanlis bir mekanda dogdum diyebilirim.Isterdimki ruhsal olarak daha gelismis bir toplumda hic bir ekonomik kayginin olmadigi bir dunyada ozgurce arastirmalar yapmak ve yasadigimiz dunyayi incelemek hem ic dunyamizin derinliklerine hemde dis dunyaya ait her turlu varolusu incelemek ve anlamak isterdim.Malesef en yakin cevrem bile beni hayal perestlikle, delilikle ve sacma sapan fikirler uretmekle tenkit ediyor.
Cevremdeki cogu insan daha yazdiklarimi dusunduklerimi bile okumadan dusunmeye bile gerek duymadan sen Avrupadaki Amerikadaki onca profosorden daha mi akilli oldugunu saniyorsun diyerek abuk sabuk elestiriler yapiyorlar.Universitelerdeki onca profosorler Zaman Makinesini yapamadi da senmi yapacaksin! gibisine hamasi nutuklar cekmekten baska bir sey yapmiyorlar.Daha insanlarin destek olacaklari yerde dusunceleri engellemeleri bastirmalari alaya almalari dogrusu anlasilir sey degil! Maalesef universitelerimizde ayni.Bir kere Lise mezunuyum dedikten sonra karsidaki adam hemen durusunu degistirip haa oylemi ilginc fikirler..diyip seni basindan savuyorlar.Yani adam seni gayle bile almiyor.Bir keresinde Denizli de ki Pamukkale universitesinde kuantum fizigi derslerine disaridan girmek istemistim.Bir cok hocanin diger derslere disaridan girmeme izin vermemesi beni cok uzdu. Bunlarin arasinda kuantum fizigi derslerine beni alan ve dinlememe izin veren sayin Nuri Kolsuz beye tesekurlerimi iletmek istiyorum.
Bizler maalesef toplum olarak uretici, yaratici, gelistirici, destekleyici ilerletici bir zihin yapisina sahip degiliz.
Pamukkale universitesi yetkililerinden yanlis hatirlamiyorsam 98-99 yillarinda universitenin internet salonunda bir hafta kadarlik bir sureligine internette bilimsel arastirma yapmak icin izin istemistim fakat UFO sayfalarini ve antigravitasyon konulu sayfalara girdigimi gorduklerinde ucuncu gun nezaket kurallari icerisinde internet salonundan resmen kovdular.Sonucta sozde bu yer bilimsel konularin arastirildigi bir universite ortami olacak.Daha sonra boyle bir internet kullanimi icin ODTU universitesinin yetkililerinden uzerinde calistigim konulardan bahsedip izin istedim ODTU deki yetkililerden izin aldim fakat gitme firsatim olmadi.Bunun icin burda ODTU deki yetkililere genis dusunceli olmalarindan oturu tesekurlerimi iletmek istiyorum.
Boyle bir toplumda ne bilim gelisir ne dusunce gelisir.Yani cografi olarak nasil verimsiz collerden bahsediyorsak ayni bu sekilde Turkiye de zihinsel entellektuellik acisindan tam bir coldur.Bizim gibi amator bilimcilerin boyle bir colde maddi manevi destek olmadan zaman yolculugu gibi yuksek bilgi ve teknik gerektiren arastirmalara girismesi bir cok zorluguda beraberinde getirmektedir.Ben inaniyorumki eger Ataturk yasasaydi onu Zaman Yolculugunu Arastirma Merkezi kurmaya ikna edebilirdim.Cunku o da eminimki benim gordugum seyi gorecekti.Ve bana hak verecekti.
Bugun icin ciddiye alinmasamda en azindan ileride bu konuyu arastiranlara belki bir ilham verebilir diye amator calismalarimi internet yoluyla kamu oyunun ilgisine sunmaya karar verdim.Eger universitelerden teklif gelirse zamanda yolculuk ve teknolojisi konularinda konferans verebilirim.Eger universitelerde zamanda yolculuk arastirmalari konusunda bir arastirma bolumu kurmak isteyen hocalarimiz olursa kendilerine bu konuda elimden geldigince yardim etmek isterim.Yani isIktan hizli yildizlar arasi yolculuk teknolojisini iceren zaman yolculugunu arastirmak icin ve boyle bir bolum kurmak icin illede milyonlarca dolarlik laboratuvarlar ve dev arastirma merkezleri kurmaya gerek yok.Once zihniyet olarak arastirma disiplini olarak boyle bir arastirma orgutlenmesini saglamak lazim.Bugun NASA gibi buyuk butceli arastirma kurumlarinin temelinde evinin bodrum katinda bir kagit ve bir kalemle kimileri icin kucuk ama gelecek adina buyuk dusunceler ureten imkanlari sinirli insanlarin hayelleri vardir.NASA gokten zembille inmedi! Amerikalilar bir sabah kalkip hey bugun AYA gidelim diyip gitmediler.Tum bu gelismeler once hayellerle, dusuncelerle kucuk kurgularla ve kucuk adimlarla basladi.Iste o kucuk adimlar bir araya gelip AYA kadar uzandi!!! NASA once kucuk arastirma guruplarinin, ve bir kac meraklinin guclu azimleri ve o zamanlar icin kucuk hayalleri ustunde yukselmistir.Jull Vern’nin AYA seyahat hikayesinden universitelerdeki merakli arastirmacilara ve Amerikanin ve Almanyanin..vb gibi arka sokaklarindaki merakli amatorlerin calismalarina kadar uzanan bir skala icerisinde insan oglunun gelisiminde her birinin bir olcude de olsa katkisi vardir.Sonucta bir yerlere varmak icin azda olsa cokta olsa bir seyler yapmak lazim.Ben Zaman Yolculugunu Arastirma Merkezi kurmaktan bahsediyorum.En azindan boyle bir seyin dusuncesini olusturmak bu yonde ilk adimi atmak bile hic yoktan bir seydir.Yani belkide bu konuda potansiyeli olan yada on fikirleri olan merakli gencler bu sayede kendilerine manevi boyutta bir destek bulacaklardir.Insanlarin ilgisi bu konuya cekilerek ortaya daha orijinal fikirlerin cikmasi saglanabilir.Ben isterim ki boyle bir caba benim gibi bir Lise mezunundan degil akademisyenlerden gelsin ve bizlerde onlara destek olalim.Ama maalesef oyle olmuyor.Benim Turkiye de ve Dunya’nin herhangi bir yanindaki konuyla ilgili insanlardan ricam mumkunse boyle bir arastirma merkezi icin en azindan bir arastirma mekani ve kirtasiye duzeyinde maddi destek saglamalaridir.Maalesef Turkiye de bu konuda maddi destek saglayabilecek genis dusunceli insanlar bulmak zor!Eger Turkiye disindaki universitelerden zaman yolculugu konusunda bir kursu bir bolum kurmak isteyen insanlar bana teklifte bulunurlarsa tum bilgi birikimimi gelecek kusaklar adina paylasmaktan mutlu olurum.Elbette ustad Einstein kadar yada Hawking kadar guclu formel bir bilimci olmasamda insanlari zaman yolculugu arastirmalarinda izlenecek yol ve yontemler konusunda aydinlatarak bu arastirmalarda oncu fikir ve deneysel duzenekler ortaya koyabiliriz.
15 seneye yakin bir zamandir surdurdugum zaman yolculugu arastirmalarinda elde ettigim sonuclari nerden anlatmaya baslayacagima bir turlu karar veremedim.Hani hic anlatilmamis uzun ve karmasIk bir hikaye vardir ya… hikayeye bir turlu nerden baslayacaginizi bilemezsiniz.Iste boyle duygular icinde arastirmalarimi oldugu gibi sizlerle paylasmak istiyorum. Anlatacaklarim kimine gore uzun kimine gore kisa gelebilir.Onemli olan kelimelerin ne kadar az yada cok oldugu degil! Onemli olan kelimelerin ne kadar cok seyi ifade ettikleridir.Kelimeleri degerli kilan iclerinde tasidiklari 15 yillik bir surecin birikimleridir. Kelimeleri uzun yapan sey de onlari ne kadar cok anlayabildiginizdir!!
Kaynak: zamandayolculuk.com
belgesi-1274
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de, diğerleriyle olan tüm benzerliklerine…
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…