Yaratici yontemler;
1- Kapsamli dusunme; birden fazla yontem
2- Beyin firtinasi, ( A. OSBORN) grup calismasi
3- Kulucka yontemi; bir konu uzerinde uzunca calistiktan sonra dikkat baska bir konuya cevrilir. Kuluckaya yatirilan esas konuya donunce yaraticilikta sicrama soz konusu olabilir
4- Not alma yontemi; eskiz, karalama bir cok yaratici dusunce ya da bulus kagit uzerine cabucak aktarilir. Bulunan cozumler, surekli evrime ugrayarak gelisir ve zenginlesir. Her tur malzeme kullanilir, eskiz kagidi, pelur, bilgisayar vs.
5- Sentez yontemi; buluslar cogu kez birbiriyle celisen, aykiri unsurlarin bir araya gelmesiyle ortaya cikmistir. ( Orn. PICASSO’nun Kubizmin dogusunu Afrika maskelerinden esinlendigini soylemesi gibi ) Ayrica bir not defterine surekli not almak ya da yazmak ta yontemlerden biridir, yaraticilik adina. Daha sonra bu notlar degerlendirilir, iliskilendirmeler yapilir.
6- Gorsel incelemeler; bakma, gozden gecirme, denetleme. Muzeler, sanat galerileri, kutuphaneler beyni zenginlestirecek kaynaklardir.
Tasarim sureci ise;
Problemin tanimi
Bilgi toplama
Yaraticilik ve bulus sureci; problemin tanimi ve olasiliklarin arastirilmasina yonelik calismalari icerir. Cozumler, olasiliklara noktadir.
Cozum bulma
Uygulama
Tasarimda gorsel unsurlar bir butunluge sahip olmalidirlar. Ayrica tasarimda sezgi, onsezi de onemlidir. Ancak bir tasarim salt icgudulerle olusmaz. Tasarim ilkelerini bilmek ( zitlik, ritm, denge vb.) ve bunlari gerektigi yerde kullanmak lazimdir. Iste Sanat egitimi bu anlamda da gereklidir. Sayin Prof. Dr. B. OZGULTEKIN’ in de dedigi gibi once yaraticilik gelir, kafalari bloke etmeden. Kendisi Almanya’daki Sanat Egitiminden verdigi orneklerde "yumurtayi kirmadan bir masa uzerinden yere nasil dusurursunuz" sorusuna ogrencinin yanit aramasi vardi, uygulama cercevesinde. Bu, ogrenciyi salt gordugunu yineleyen, ogretmen kimligine burunduren tarzdan kurtulmasi beyinsel faaliyetlerini, sezgilerini, duygularini, kendi kisiligini kullanmasi demektir. Hayal egitimi de gereklidir. Hocanin tahtada gosterdigini yineleme degil.
G. VASSAF "yaraticiligin duvarlari yoktur" diyor ve devam ediyor; "yaraticilik yasamin dogrulanmasidir. Insanin ozgurlugunun doruk noktasinda yeni ufuklara dogru uzanmasidir. Yikicilik yaraticilikla yok edilir". Yaraticilik, yogunlugu beraberinde getirir. Insanin ve yasamin anlamidir. Bir gereksinmedir cunku. Var olmanin bir yolu, hayatin gostergesidir. "Olumsuzluk adina yaraticilik eylemi vardir. Resim yapmak gibi" (LIFTON) Yaratilanin paylasilmasi bir baska doyum noktasidir. Anlam gostergesidir. "Yasam sevgisinin icinde yaraticilik vardir." (E. FROMM) Tum bunlar fark etmekten geciyor. Alginin onemi burada basliyor iste. Yesili gormek, kus sesini duymak, yanimizdan gecip giden guzelligi ya da kotulugu fark etmek ve sevgiyle oruntulenen yaraticilik gibi…
Iletisim yasantimizi etkileyen en onemli ozelliktir. Sanat da bir sekilde iletisim seruvenin icinde yer alir. Egitimin bu baglamda payi cok buyuktur ve sanatla egitim arasinda bir iliski vardir. Sanati kavramak, sanat eserinde iletilmek, duygu ve dusunceyi anlatmak ta bir sanat kulturunu gerektirir. Sanat insanin ozsel guclerinin disa vurumudur ve gelismeyi saglar. Insanin en onemli ozelligi ogrenmek ve bunu deneyimlerinde kullanarak gelismektir.
"Tasarim egitiminde bilincalti ve bilinc ustu dusunme olgusu ve duyusunu kendine ozgu bir butun haline getirme amaclanmalidir. Bu baglamda algi egitimi de yapilmalidir." ( B. DENEL) Yetenek kalitimsal olabilir ancak yaraticilik ogretilir ve gelistirilebilir. Yaratici yetiler entelektuel birikim ve becerilerden kaynaklanir. Bu da egitimle gelisebileceginin bir gostergesidir. Tabii bunda arastirmanin onemi cok buyuktur. Cunku daha cok arastirma yapanlar, daha az arastirma yapanlara gore yaraticiliklari daha cok gelisir. Burada ogretmene dusen gorevlerden biri de ogrenciye kendini egitme olanagi tanimak, oto kontrolunu saglamasina firsat vermektir.
Ogrenciye egitimde kazandirilacak yaraticilik, yasantisi boyunca her alanda kullanacaklari bir surec, bir dusunu tavri olacaktir. Bu arada sanat kadar bilimle, bilim kadar sanatla da ilgilenmek bilmek-hissetmek,mantik-sezgi arasinda gidip gelmeler yasami daha da hareketlendirecek ve zenginlestirecektir. Yaraticiligi gelistirilmis insan digerlerinden farklidir her anlamda beklentileri, yaptiklari ve dusunu sistemiyle. Bu nedenle egitimin icinde onemle yer almasi guzel bir dunyanin temeli olmasi acisindan onemlidir. Cunku insanin dogasinda secmek, begenmemek, daha iyiyi istemek vardir. Egitimle bunlar bilinclenecek ve yukselecektir. Bazi aliskanliklarin degisimi boyle gerceklestirilir. Bu nedenle ogrenciler cesaretlendirilmelidir. Yaraticiligin recetesi yoktur, bireye gore degisir. Ama bu, oncelikle ogrenciyi ayri bir kisilik olarak kabul etmekle olur. "Sanat Egitimi ogrencinin algi alaninin genislemesine, sozlu iletisimin yaninda sanatsal baglamda farkli bir alanda iletisimin gerceklesmesine, kisisel gerginliklerin azalmasina, ilgi ve merakin yogunlasmasina ve teknik becerinin gelismesine neden olur" . ( B. DORUK )
Onemli olan ogrencinin cevreyi gozlemleyip tepki gostermesi, ayirt etmeyi ve yargilanmayi ogrenmesidir. Bunlar ogrencinin gorsel, sessel, devinimsel ifade gucunu artiracaktir. "Gorsel dilin gelismesi , gorsel dusuncenin de gelismesini beraberinde getirecektir." (N. KNOPLER)
Ogrenme tarzi, zihinsel yeti ve duyussal alandaki ilgi, beceri ve degerlere iliskin davranislari degistirecek ve dengeli bir sekilde gelistirecektir. Baslamak gozlemlemekle olur ve uygulama, analiz, sentez, degerlendirme Sanat Egitiminin bilesenleridir. Yaratma; gozlem, bilgi, ilke, deney, merak, arastirmayla gerceklestirilir. Bu baglamda parcalari birlestirerek butun olusturmak boylece butunluk icinde cesitlilik saglamaktir. Tabii orneklerle de egitimi zenginlestirmek gerekir ; sanatci ve ogrenci calismalariyla.
Insan zihnini , duyularini, duygularini kullandigi surece vardir. Temel Tasarim bu islevsellik nedeniyle gerceklestirilir. Not almayi ogrenmek, cizerek yada yazarak¸ yillarca soru sormayan, tek boyutlu, tek cozumlu daima ogretmenin istekleri dogrultusunda gormeye alistirilmis ogrencilere, kazandirilacaklarin basinda gelmelidir. Arastirma, bulma, degistirme, ekleme, cikartma, yerine koyma, yeniden duzenleme, tersine cevirme, birlestirme; RICHARDS-OSBORN beyin firtinasi uzerine calismalarin puf noktalarini olusturur.
GORDON’ a gore;
1- Insanlarin yaraticilik surecleri tanimlanabilir. Bu tanim ogretilebilir bir yontem halinde hem bireylerin hem de gruplarin yaratici uretimlerini arttirir.
2- Bilim ve sanattaki yaraticilik esdegerdir ve ayni bilincalti surecten yararlanirlar.
3- Kisisel yaraticilik sureci ile grup yaraticilik sureci arasinda benzerlik vardir.
Yaraticilik bir surectir, egitimle gelistirilebilir. Ogrenci calismalari izlenerek yaraticilik sureci egitilebilir. Onemli olan, olaylara, fikirlere, kurallara, davranislara, nesnelere farkli bakmak ve degistirmek istemektir. Yaraticilik ayrintinin gorulmesi ve birlestirilmesidir. Bu nedenle egitim surecinde yaraticilik nefes almak gibi olmalidir. Temel tasarim dusunebilmeyi ve dusunce, sezgi urunlerini iletebilmeyi icerir. Ama hicbir zaman unutmamak gerekir, Temel Tasarim yontemleri deneyseldir. Temel Tasarim Sanat Egitiminin alt yapisini olustururken yasam boyu surecek anlamlari icinde tasimalidir. Bu baglamda sadece geleneksel bicimleri yinelemek yerine cagin kulturunu yakalamak yolu ile yaraticiliga yer vermek gereklidir. Bu nedenle salt goruleni yinelemek ve kopya calismalarinda kalmak zanaatsal tavri gelistirir. Halbuki yaraticilikta algi zenginlestirmesi, bellek beslemesi sezgisel tavri gelistirici davranis bicimleri gereklidir.
Tekrar tanimlar yapilirken iliskilendirmeler ve degerlendirmeler yapmak lazimdir. Tabii amaca erisebilmek icin bu tarz bir egitime cok kucuk yaslarda baslamak gerekir. Sonucta ogretme, ogrenmeye donusturulmelidir. Bunun icinde ogretim elemaninin humanist, kuramci ve uygulamaci olmasi gerekir. Calismalarin gerceklesmesi ogretmen kimliginde degil ogrenci kisiliginde olmalidir. Kitle degil birey olmak felsefesiyle yasamak ve yasatmak egitim amaclarinin basinda gelir.
Tarihte kalabilmenin, uygar bir toplumda yasayabilmenin kosulu sanat, kultur olduguna gore bu baglamda egitiminin de ne denli onemli oldugunu kabul etmek durumundayiz. Kaldi ki verecegim bir ornekte sanat egitiminin salt kendi alani icinde hapis olmadigi farkli alanlara da ne kadar katkisi oldugunu gosterecektir. Yale Universitesindeki Tip Fakultesi ogrencileri bir taniyi dogrulayan ayrintilari gozden sik sik kaciriyorlarmis. Bu ogrencilere Guzel Sanatlar dersi verilmeye baslanmis. Sonucta bu dersi alan ogrencilerin tani yetilerinin gelistigi gorulmus (CBT). Bakmayi ogrenmek, ayrintida gezinmek algiyi, duyulari gelistirdigi kadar zihni yetileri de olumlu etkiler. Insan salt mantikla oruntulu degil duyguyla da yukludur. O halde Bilim Egitiminin yaninda Sanat Egitimi de gereklidir.
ROUSSEAU, PESTALOZZI ve FROUBEL cocugun ozgun bir kisiligi oldugunu varsayiyorlar. Iste Sanat Egitimi bu anlamda buyuklerin, hocalarin kisilik yinelemesi degil, ogrencinin kendi kisiligi baglaminda gelistirilmesiyle gerceklestirilmesidir. F. CIZEK (1920) , gercek yaraticilik icin cocuklarin ozgur kilinmalarinin onemli oldugunu, onlarin yetiskinlerin etkisinden uzak tutulmasi gerektigine inanmistir. S. FREUD (1920-1930) ise yetiskinlerin sanatla ugrasan cocuklara karismalarinin daha sonra telafi edilemeyecek rahatsizliklara ve cocukta bir cesit duygusal komplekse neden olabilecegini savunmustur. 16. yuzyilin yasantisi ile orantili yontemleri yada bir okulun acilis yilinda ki yasanti ve aldigi ornek zaman icinde yasanan degisime kosut farklilasmaya gitmelidir. Yoksa eskiyi yinelemekten baska ise yaramayan yontemlerle ogrenci yaratici bazda yetistirilemez. Halbuki Sanat Egitimi ogrenciyi gormeye bir o kadarda aramaya, sormaya, denemeye, merak etmeye, yaraticiliga vs. goturmelidir. Bu baglamda disipline edilmelidir Sanat Egitimi. Egitim yontemleri ogrenciye gore degisecegi gibi, dogrudan, rehberlik anlaminda yada serbest tarzda da gerceklestirilebilir. Yontem her ne olursa olsun ogretmen mudahale eden degil , yonlendiren, organize eden ve degerlendirmeyi ogrenciyle birlikte yapan olmalidir. Hatta ogrencinin kendi kendini elestirmesine olanak saglamalidir. Tum bunlar icin de ogrenciyi tanimak gerekir. Boylece ogrencinin kendi tarzini olusturmasina olanak saglanir. Bu da ancak bireysel ayricaliklarin ayriminda olmakla gerceklesir. Ogrencinin kitap okumasinin ve bakmasinin sergi, muze gezmesi, sinema, tiyatro saydam gosterilerine, konserlere gitmesi onemsettirilmelidir. Ornegin kopya calisma tarzlarindan sadece birisidir.
Ancak yaraticiliga acik bir calisma tarzi degildir. Zanaat baglaminda ogrenciyi gelistirir. Ama hicbir zaman Sanat Egitiminin amaci bu olamaz. Ogrenci cagin olanaklarindan yararlanmali malzeme seciminin yaraticiligin bir parcasi oldugu unutulmamalidir. Egitim, soran, dusunen, akil yuruten, sorun cozen, arastirici insan yetistirir. Bunda ogretmenin rolu buyuktur. Bunun icinde oncelikle ogrenciyi birey olarak kabul eder ve oyle davranir. Ogrenciyi yaraticilik ve arastirma baglaminda ozgur olmaya ozendirir. Bunlar, ders disinda da ogrenciye zaman ayirmakla olur. Sanat Egitimi ders saatleri icine hapsedilemez, sigdirilamaz. Ayrica ogrencide tekrar olmayi denemek yanlistir. Bunlarin saglikli olmasi iyi bir pedagojik formasyona sahip olmakla ve Sanat Egitimcisi olarak mesleki bilgiyle donanimli olmayla gerceklesir. A. DONALD "… birey bilgisel acidan donatilirken, paylasmayi basarmayi, kendi yeteneklerini sinamayi ve asmayi ogrenmek zorundadir" diyor, ‘Art Education Theories’te. Sanat Egitimi bir tasarimin gerceklesmesinde kullanilan yontemler butunudur. Boylece bireyin kendini ifade etmenin bir olanagidir. Duyu ve duygulari ses, devinim, cizgi, renk, yazi vs. ile baskalarina ulastirmak olan Sanat Egitimi, yonlendirme ve bilgilendirme baglaminda gereklidir. Sanat yasami degistirmek adina yeniden tanimlarken yeniyi kesfetmektir. Bu arada duygular egitilirken zihne dayali yetiler de gelisir. Bu da bu alanda edindiklerimizin baska alanlarda da kullanilabilecegini gosterir. Sanat egitimi; bireyin duygu, dusunce ve izlenimlerini anlatabilme yetenek ve yaraticiligini estetik bir duzeye ulastirma amaciyla yapilan bir etkinliktir. Bir kulturel yogunluktur. Ama sunu da hicbir zaman unutmamak gerekir Sanat Egitimi bireyseldir. Bireyin yaratici guc ve yetisini egitmek, yasamina aktarmasina olanak tanimak icin vardir. Secmek, paylasmak, gelismek icin Sanat Egitimi vardir. Sanat Egitimi analiz ve sentezi ogreterek yaraticiligi gelistirir. Ogrencinin yasami sorgulamasini ve toplumda birey olarak yerini almasini saglar. Hayal gucunu calistirir, icsel gucu, enerjiyi, duyguyu, duyumu, algiyi yaratici cabayla disa cikmasini, tercih edilen malzemeyle sekillendirmelerine nedendir.
Sanatin sosyo-kulturel, psikolojik amaclari vardir. "Sanat Egitiminin amaci; sanatin ozu ile butunlesip gelismesi, bireyin psikolojik farkliliklarini da gozeterek, ruhsal gereksinmelerinin doyurulmasi ve ruh sagligi bakimindan dengeli bir birey yaratma cabasidir". (M. ERBAY)
Bireye egitimi icin gerekli bilgileri vermek lazimdir ama bunlarin, yasamsal ozellik tasimasi da gereklidir. Nasil endustri, Bauhaus gibi bir okulu beraberinde getirdiyse modern yasamda Sanat Egitimini Bilim Egitimi yaninda gerekli kilmis, ayrica uygulamaya yonelik yontemlerinde caga uygunluk gerektirmistir. Sanat egitimi, bilgi verme, gorme ve diger yetileri gelistirme, duyguya yasam verme ve hayal dunyasinin eylemini gerceklestirmedir.
Kaynak: Yildiz Teknik Universitesi Sanat ve Tasarim Fakultesi Ogr. Gor. Tulay CELLEK
belgesi-1510
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…
Eğer bir insanın başına 'elektroensephalograf' (ezberlemeniz gerekmez!) adını taşıyan bir cihaz bağlarsanız, o insanın yaydığı…