– A –
Absorbsiyon : Bir maddenin enerjiyi veya diğer bir maddeyi emebilme, soğurma yeteneğidir.
Adaptif mutasyon: Bakteri ve maya hürelerinin durgun fazdayken,beslenip büyümeleri için geçirmeleri.
Adenin : Nükleik asitlerin yapılarında bulunan azotlu bir pürin bazıdır.Adenin yapısına katıldığı bazı moleküller ; ATP, ADP, AMP, NAD, NADP vs.
Adenovirüsler : Çift zincirli DNA molekülüne sahip virüslere denir. Boyutları 70 – 80 nm olup hayvanlarda bazı tümörlere neden olur.
ADH : Metabolik faaliyetler sonucunda oluşan alkolleri, keton ve aldehit gruplarına çeviren enzimlerden birisi.
Aerob organizma : Ancak oksijen varlığında yaşayabilen organizmalara denir (tam tersi “Anaerob”).
Agar: Kırmızı alglerce üretilen özellikle bakteri besiyeri olarak kullanılan jelatinimsi madde.
Alel gen : Bir geninin iki veya daha fazla alternatif formlarından birisi.
Amino-asit: Hücreleri oluşturan proteinlerin yapıtaşı olan “canlı” moleküller. 20 ayrı türü vardır. Vücudumuzdaki proteinlerin hangi amino-asitlerden oluşacağını genlerimiz belirler.
Antikodon: tRNA’daki üçlü baz dizilişi.
ATP : Canlılarda enerji ihtiyacı için kullanılan ve parçalandığında 7000 kal. ısı açığa çıkaran biyokimyasal bir molekül.
– B –
BAC (bakteriyel yapay kromozom): DNA parçacıklarını kopyalamakta kullanılan ve bir cins bakteride bulunan bir madde.
Bakteri : Çekirdek çevresinde zarı bulunmayan tek hücreli mikroorganizma
Bakteriyofaj : Bakterileri enfekte ederek ölümlerine neden olabilen virüslere verilen genel ad.
Bakülovirüs : Normalde böceklere bulaşan virüs.
Baskı ( imprinting) : Bir gende sperm ya da yumurtadan geçişte oluşan,anneden ya da babadan gelen alellerin embriyoda farklı özellikler göstermesine neden olan değişiklikler.
Baskın gen (Dominat gen) : Bireyde yalnız bir tane olduğunda,yani heterozigot durumda etkili olan alel.
Bastırıcı : Operatör bölgesine bağlanarak onun ekspresyonunu engelleyen diğer bir protein.
Baz : Bir organik baz nükleotit oluşturmak üzere bir şekere ve fosfata bağlanır. Nükleotitler birinin fosfatıyla diğerinin şekerinin bağlanmasıyla DNA ya da RNA adı verilen doğrusal molokülleri oluştururlar. DNA ‘da farklı baz vardır: adenin,timin,guanin ve sitozin; RNA’da timin yerine urasil yer alır.
Bipolar : İki uçlu veya iki kutuplu olma durumu.
Birim zar :Elektron mikroskobunda arası açık renk iki koyu çizgi halinde görülen iki protein tabakası halinde bulunan lipit tabakasından oluştuğu varsayılan yapı.
Bivalent : Sentromeri henüz bağlı iki homolog kromozomun kardeş kromatitler oluşturmak üzere kendilerini eşlemesi sonucu oluşan grup.
Biyoteknoloji: Özellikle DNA ve hücreyle ilgili konularda kullanılan biyolojik tekniklere verilen ad.
– C –
cDNA: Tamamlayıcı DNA. Haberci RNA şablonundan sentezlenerek elde edilen DNA şeklinde de tanımlanabilir.
Cins : Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan bir terim olup, türleri içerisine alan taksonomik bir gruptur.Örneğin köpek (Canis), meşe (Quercus) gibi.
Crossing-over: Eşey ana hücrelerinde gerçekleşen mayoz bölünmenin profaz I safhasında oluşan tetratların kromatitleri arasındaki parça değişimi.
Çekinik alel ( resesif alel ) : Bir bireyde iki kopyası birden olmadıkça etkilemeyen yani sadece homozigot durumda etkileyen alel.
Çoklu gen aileleri : Genomda sayıları birkaç taneden birkaç bine ya da birkaç yüz bine varan gen kopyaları.
– D –
D – amino asit : Bakteri hücre duvarlarının polipeptidlerinde bulunan, proteinlerde bulunmayan amino asit.
Deaminasyon : Bir molekülden amino grubunun çıkarılması işlemi.
Delesyon : Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Deoksiriboz: C5H10O4 bileşiminde olan ve DNA’nın yapı birimlerinden biri olan şeker. Genel adı pentoz olan monosakkarit.
Dimorfizm : Bir türün iki farklı forma sahip olma durumu.
Diploid: 2n kromozom takımı taşıyan hücre.
DNA (Deoksi-ribo-nükleik asit): Genetik bilgileri içeren ve hücre çekirdeğinde yer alan ikili sarmal molekül.
DNA metilasyonu : Hücrede sitozin ya da adenozin bazına metil grubu (-CH3) eklenerek gerçekleşen bir bir işlem.Genellikle genlerin sessizleşmesinde,ya da gen ekspresyonunu engellemede rol alır.
DNaz : DNA’yı yıkan enzim.
Domain: Bir protein içerisinde bulunan ve kendine ait bir fonksiyona sahip bölüm. Tek bir protein içindeki domain bölümleri, hep birlikte proteinin total fonksiyonunu belirler.
Dominant : DNA üzerinde alel genler arasındaki baskınlık.
Durdurma Genleri : Kodlama yapan dizileri kodlama yapmayan büyük aralıklarla kesilmiş genler. Kodlama yapan bölgeler egzon,kodlama yapmayan bölgelerse intron diye adlandırılır. Bu özelliğin ,çoğu ökaryot hücreye özgü olduğu bulunmuştur. İntronların büyüklükleri değişir ve kodlama yapan bölgelere göre daha fazladır. Transkripsiyondan sonra intron bölgeleri uzaklaştırılır. Ya da proteine translasyonundan önce RNA transkriptinden çıkarılır.
– E –
Ekzon : Gende kodlama yapan bölge
Elektroforez : Bir karımdaki molokülleri elektrik alandaki hareketlerine dayanarak ayırma yöntemi.
Enzim : Organizmanın metabolik faaliyetlerini yürüten katalizör molekül (protein).
Epistasis : Genler arası etkileşim.
– F –
Feniketonuri ( PKU ) : İdrarda fenilpürivik asit bulunması. Ciddi zeka geriliği ile sonuçlanan beyin hasarına,geri kalmış miyelizasyon gibi nörolojik bozukluklara ve ve ekzama yapan yetersiz melamin oluşumuna neden olur.
Fenotip : Görünen özellik; Organizmanın genotipi nedeniyle ortaya çıkan özellik.
Fiziksel Harita: DNA’daki kalıtıma bağlı olmayan, yani her DNA’da bulunan tanımlanabilir noktaları gösteren tablo. İnsan genleri için en ayrıntısız fiziksel harita 23 kromozomun eklemlenmelerini gösterir. En ayrıntılısıysa koromozomlardaki nükleotid dizilerini gösterir.
Fosforilasyon : Bir moleküle forfor bağlanması için yürütülen biyokimyasal reaksiyonlar.
Fosfoprotein : Protein sentezlendikten o proteine proteinkinazlarla fosfor eklenmiş hali.
Fosfataz : Bir molekülden su kullanraka fosfat grubunu ayıran enzim.
Fruktoz : Genellikle meyvalarda bulunan ve yapısında 6 karbon atomu içeren bir çeşit şeker molekülü.
– G –
Galaktoz : Altı karbonlu bir tür şeker (aldoz şekeri).
Gen: Kalıtımın temel fiziksel ve işlevsel birimi. Her gen, protein veya RNA molekülü gibi özel bir işlev taşıyan kromozomların belli bir noktasındaki nükleotid dizilerinden oluşur.
Gen Ailesi: Benzer ürünler veren ve birbiriyle yakından ilintili genlerin meydana getirdiği grup.
Gen amplifikasyonu: Genlerin ya da genomdaki DNA dizilerinin sayıca çoğaltıldığı sistem.
Gen Dönüşümü :Belirli bir genin bir dizisinin genomdamki başka bir diziyle değiştirilme işlemi.
Gen Haritalaması: Bir DNA molekülündeki genlerin göreceli konumlarının belirlenmesi. Bu haritalamada hangi genin bir diğerine göre molekülün neresinde yar aldığı ve aralarında neler bulunduğu belirlenir.
Gen Kesme :DNA molokülünün ( ya da moloküllerin ) kesilip sonra da uçlarının birleştirilmesiyle farklı bölümlerin bir araya getirildiği ya da bazı bölümlerinin uzaklaştırıldığı genetik materyal modifikasyonu.
Gen Klonlaması : Bir genin bir çok kopyasını yapma,onu izole etme ve belirleme tekniği.
Gen sessizleştirme : Genomdaki belirli genlerin ekspresyonunun kimyasal modifikasyonlarla ve diğer nedenlerle engellenmesi işlemi ( ya da işlemleri ).
Gen Tedavisi: Kalıtsal bozukluğun düzeltilmesi için sağlıklı DNA’nın hastalıklı hücrelere doğrudan zerk edilmesi.
Genetik: Belirli kalıtsal özelliklerin örüntüsünü inceleyen bilim dalı.
Genetik determinizm: Organizmanın genetik yapısından oluştuğu ya da genlerin bir toplamı olduğu savunan doktrin.
Genetik işaretleyiciler : DNA’nın belirlenebilir, kromozomdaki yeri bilinen böylelikle diğer genlerin haritalarının çıkartılmasında ya da yerlerinin belirlenmesinde kullanılabilen bölgelerdir; bir hücreye aktarıldığında aynı DNA parçasında diğer genlerin varlığının ya da yokluğunun anlaşılmasına yardımcı olan belirleyici fenotipe sahip genlerdir.
Genetik Kod: mRNA boyunca üçlü gruplar halinde bulunan ve protein sentezleme sırasında üretilen aminoasit dizilerinin düzenini belirleyen nükleotid dizileri.
Genom Projesi: İnsanın ya da başka canlıların genomlarının tamamının ya da bir kısmının haritasını ve diziliş biçimlerini saptamayı hedeflemeye yönelik araştırmalar.
Genom : Bir organizmanın sahip olduğu genetik şifrelerin tamamı.
Germ-Plazma : Üreme hücrelerinde bulunan ve gelecek nesillere aktarılan değişmez kalıtım unsurlarını etkileyen materyal.
Glikojen : Glikoz moleküllerinin yan yana gelmesiyle oluşan dallı polisakkarit zinciri (gereğinde parçalanarak Glikoz – 1 – fosfat ‘ a dönüştürülür).
Glikolipit : Genellikle hücre zarlarında bulunan, lipitlerin şeker moleküllerine kovalent bağlarla bağlanması ile meydana gelen bileşik lipit.
GTP : Hücre içerisinde meydana gelen bazı biyokimyasal reaksiyonlarda enerji için kullanılan bir tür molekül (Guanozin tri fosfat).
Guanin : DNA ve RNA nın yapısına katılan bir pürin bazı.
– H –
Haploit : Tek bir kromozom takımı kapsayan hücre yada organizma (Örneğin insan gametlerinde bulunan toplam 23 adet kromozom bir haploit oluşturur).
Hareketli Genetik element ( transpozon) : Hücredeki genom içinde bir yerden diğerine hareken edebilen DNA dizileri.
Hareketli intronlar : İntronlara girip çıkabilen transpozonlar
Heksoz : Altı karbonlu monosakkarit.
Helikaz : DNA nın kopyalanması sırasında DNA nın helik zincirini fermuar gibi açan enzim.
Hemoglobin : Eritrositlerin içerisinde bulunan, yapısında demir atomu bulunduran ve oksijen bağlayabilen bir tür molekül.
Heterojen : Değişik karakterlere yada yapılara sahip olan.
Heterozigot : Bir genin farklı iki aleline sahip olan birey.
Hidroliz : Bir molekülün kovalent bağlarının su ile parçalanarak ayrılan kısımların birine H diğerine OH grubunun eklenmesi.
Hipotonik : İzotonik sıvıdan daha düşük osmotik basınca sahip olan sıvı.
Homolog : benzer; aynı atadan gelmiş.
– İ –
İntron :Bir gende egzonlar,yani kodlayan bölgeler arasında yer alan kodlama yapmayan bölgelerdir.
İnvitro : Hücelerin, dokuların, organların ait oldukları organizmaların dışında yapay ortamlariçinde yetiştirilmeleri veya bulunmaları.
İnvivo : Ait olduğu hücre veya organizma içerisinde yapılan deney.
İyon pompası : Hücre zarında bulunan ve iyon akışını düzenleyen kompleks protein molekülü.
İzotonik : Hücrenin iç ve dış ortamının zynı osmotik basınca sahip olma durumu.
İzomeraz : Molekül içerisinde atomların yerlerini değiştiren enzim.
– J –
Jel : Kolloit sıvıların yada sollerin pıhtılaşması ile oluşan pelte koyuluğunda madde.
Jel elektroforez tekniği : Aynı elektrik yüklü moleküllerin jel matriks içerisinde büyüklüklerine göre ayrılması tekniği.
Jelatin : Açık sarı, suda çözünebilen ve hayvanlardan elde edilen pelte kıvamında, suda kaynatıldığı zaman çözünen, oda sıcaklığında katı hale geçen bir protein.
– K –
Kanser : Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel ad.
Kapsit : Virüslerin nükleik asitinin dışında bulunan, bazı virüslerde tek tip, diğerlerinde birkaç tip proteinden oluşan protein kılıf.
Karbon uç : Polipeptid zincirinin (protein)serbest COO (-) grubunu kapsayan ucu.
Karyotipleme :Kromozom analizi;çekirdek dizileme.
Kırılgan X sendromu: CGG trinükleotitinin tekrarları nedeniyle gerçekleşen, x kromozomunda kırılgan bir bölge oluşturan genetik bozukluk.
Kilobase: 1000 nükleotidlik DNA parçalarını esas alan ölçü birimi. Klon Bankası (Genom arşivi): Bir canlının tüm genomunu temsil eden DNA parçacıklarının klonları.
Kimerik : Genetik ya da immünolojik olarak farklı türlerden ya da organizmalardan nakil yapılmış birey.
Klon : Bir birey ya da bir genin özdeş kopyaları; birey ya da genden oluşturulmuş özdeş kopyaların hepsi. Genetikte,klon ilk genetik yapı ile aynıdır.
Kromozom : Hücrenin bölünme aşamasında görülen, iğ ipliklerinin kısalıp dönümler yaparak meydana getirdiği yapılar.
Kodon: Özel bir amino asiti şifreleyen üç nukleotitten oluşan mRNA üzerindeki birim.
Koenzim : Bir enzimi aktif hale getiren, enzimin protein olmayan bileşeni.
– L –
Laktoz : Sütte bulunan ve sütün buharlaşmasıyla kristal halde toplanan bir disakkarit.Süt şekeri.
Leptoten : Mayoz bölünme profazında görülen ve kromatin maddesinin ince iplikler halinde ortaya çıktığı erken evre.
Liyaz : Bir molekülün parçalanmasını yada bir grubun molekülden uzaklaştırılmasını sağlayan enzimler.
Lokus : Bir genin kromozom üzerinde bulunduğu bölgeye verilen ad.
– M –
Makrofaj : Kan dokusundaki monositlerden farklılaşarak oluşan, bağ dokusunda makrofaj, akciğerlerde alveolar makrofaj, merkezi sinir sisteminde mikroglia ve kemik dokusundaki osteoklastlarla aynı olduğu düşünülen, mikroorganizmaları fagosite edip yok eden bağ dokusu hücresi.
Mekik vektörleri : Kendini eşleyebilen ve genelde uzak türler arasında gen transferi sağlayan yapay vektörler.
Monomer : Organik molekülleri oluşturan birim yapıların her biri.
mRNA ( mesajcı RNA ) : Protein sentezinde kodladığı polipeptidin aminoasit dizisini belirleyen kopyayı taşıyan aracı RNA.
Multigen ailesi : Aynı atadan gelen dublikasyon ya da benzeri yollarla oluşmuş gen aileleri.
Mutajen : DNA ‘ ya zarar verebilecek kimyasal modifikasyonlarla genetik mutasyonlara yol açan madde.
Mutant : DNA sında değişiklik (mutasyon) meydana gelmiş olan canlı.
– N –
Nekroz : Hücrelerin ve dokuların ölmesi durumu.
Nükleotid : İki şeker, bir pürin ve bir pürimidin bazından oluşan tek bir DNA sırası.
Nükleaz : Nükleik asitleri kısa oligonükleotit parçalarına yada tek nükleotide hidrolize eden enzimler grubu.
Nokta mutasyonu : DNA kopyalanması sırasında bir baz çiftinde meydana gelen değişiklik
– O –
Oosit : Dişi eşey organında eşey hücrelerinin oluşması sırasında oogonyumdan değişen ve iki mayoz bölünmesi geçirecek olan hücre.
Oospor : Oomiset mantarlarda, alglerde ve protozoonlarda döllenmiş oosferde gelişen kalın duvarlı zigot.
Oksotrof : Ana ve babanın genlerinde bulunmasına karşın kendi büyümesi için gerekli molekülü sentezleyemeyen mutant mikroorganizma.
Onkogen: Bazı türleri kanserle de ilşkili olan bir gen. Onkogenlerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak hücrelerin büyüme hızını etkiler.
Otoradyografi: Özel maddelerle boyanmış moleküllerin ya da molekül parçalarının röntgen ışınlarıyla incelenmesi.
Oogami : Genellikle büyük hareketsiz dişi gamet ile küçük ve hareketli erkek gametin birleşmesi.
Operatör gen : Bakteri yada virüs genomunda repressör (baskılayıcı) proteini bağlayan ve yanındaki genin transkripsiyonunu kontrol eden gen.
Organik madde : Doğal olarak bulunmayıp canlı organizmalar tarafından sentezlenen maddeler.
Otoklav : Buhar ve basınç yardımıyla yüksek ısı kullanarak mikroorganizmaları yok eden bir sterilizasyon yöntemi.
Otozom :Cinsiyet kromozomu ya da cinsiyet belirleyen kromozomu olmayan kromozomlar.
– P –
Plazmit : Hücrede bulunan ve hücrenin kaynaklarını kullanırak eşlenebilen parazit yapıda bir genetik materyal parçası.
Polimorfizm : Popülasyon bireylerinde görülen aynı karekterdeki farklı fenotipler.
Priyon : Nükleik asit içermemesine rağmen kalıtımsal madde gibi davranan protein yapısında bulaşıcı madde.
Promotör: Gende yer alan,gen ekspresyonu için gerekli DNA ya da RNA bölümleri.
Prop: İşaretlenebilen ve dağişik nükleik asitlerin karışımında tamamlayıcı molekülüyle hibridizasyon gerçekleştiren nükleik asit dizisi.
Protein: Belli bir sırada dizilmiş bir veya birkaç amino-asit zincirinden oluşan büyük moleküller. Bu dizilişi genetik kodlamadaki nükleotidler belirler. Proteinler vücudumuzdaki hücrelerin, dokuların ve organların oluşması, işlevlerini görebilmesi ve bunu uyum içinde yapmaları için gereklidir. Her proteinin kendine özgü bir işlevi vardır. Sözgelimi hormonlar ve enzimler adlarını duyduğumuz protein türlerinden ikisidir.
Proteoliz : Proteinlerin amino asitlerine kadar parçalanması işlemi.
Pro-virüs: Konak hücrenin genomuna,kendi genomunu ya da kendi genomunun tamamlayıcısını sokan bir virüs.
– R –
Regulatör gen 🙁 Düzenleyici gen ): Diğer genleri açmaya ya da kapamaya yarayan gen.
Rekomnbinasyon : Alellerin ya da genlerin yeni kombinasyonlar oluşturması; iki DNA parçası birleştiğinde ve aralarında değişim olduğunda gerçekleşir.
Replikasyon : DNA nın çözülerek ortamdaki serbest bazları kullanıp kendinin bir kopyasını çıkarması işlemi.
Replikon : DNA molekülünde bir kopyalama kökeni kapsayan ve peş peşe kopyalanan nükleotit dizilerinden oluşan uzunluk.
Resesif : Bir genin kendini fenotipte gösterememesi durumu.Çekinik gen.
Restriksiyon Enzimi : DNA ‘daki özel tanınma dizilerine bağlı olarak DNA’yı kesen enzim.
Retrotranspozon : Hareketi ve eşlemesi transkripsiyonunu bağlı transpozonlar.
Retrovirüs : Reverstranskripsiyonla eşleşen bir virüs. Kanser virüsleri ve AIDS virüsü bir retrovirüstür.
Reverstranskripsiyon : Transkripsiyonun tersi,yani RNA tamamlayıcı DNA’nın kopyalanması. Reverstranskriptaz enzimi tarafından katalizlenir.
Ribonükleaz : RNA’yı parçalayan enzim.
Ribozim : Ortamda herhangi bir protein bulunmadığı zaman enzim özelliği gösteren saf RNA.
Ribozomal RNA: Hücre ribozomlarında bulunan bir çeşit RNA.
Ribozom: Hücrede protein sentezinin yapıldığı yerlerdir. Özel ribozomal RNA’larla proteinler içerir
RNA (ribonükleikasit) : DNA’ya benzer;ancak DNA’daki deoksiriboz yerine riboz şekeri, timin yerine urasil taşır. RNA virüslerin genetik materyalidir.
RNA polimeraz : DNA dan RNA sentezini gerçekleştiren enzim.
RNA yazılımı : Transkripsiyondan sonra RNA baz dizisinin,baz eklenmesi ya da bir bazın diğerine kimyasal yollarla dönüşümü nedeniyle değişmesi işlemi. Bu genlerde taşınan genetik bilgiyi bozar.
– S –
Sentriyol : Hücre bölüneceği zaman kutuplara göç eden, iğ ipliklerinin yapımında rol oynayan organellerdir.
Sessiz mutasyon : Meydana geldiği gen üzerinde, daha sonra bugen tarafından üretilecek proteinin fonksiyonunu değiştirmeyen mutasyonlardır (etkisiz mutasyon).
– T –
Telomer: Kromozomun bitiş kısmı. Bu özel yapı, doşğrusal DNA moleküllerinin kendi kendini üretmesi ve dengeli yapısını koruması işlerine yarar.
Tetrat: Mayoz bölünme sırasında homolog kromozomların birbirlerine sarılarak oluşturdukları dört kromatitli yapı.
Transdüksiyon : Bir mikroorganizmadan bir diğerine virüs veya bakteriyofajlar aracılığıyla gen aktarılması olayı.
Transkripsiyon: Bir DNA parçasından kopyalanan RNA sentezi.
Translasyon : Protein sentezinde mRNA’nın genetik kodu tercüme ederek, belirli aminoasit dizilerinin protein sentezini yönettiği basamaktır.
Translokasyon : Kromozomun bir parçasının kopup başka bir kromozoma eklenmesi şeklinde olan Terminatör gen : RNA polimerazın transkripsiyonu durdurmasına neden olan DNA dizisi.
tRNA : Protein sentezi sırasında (translasyon) amino asitleri ribozoma taşıyan özel bir RNA çeşidi.kromozom mutasyonu.
Timin : DNA yapısına katılan fakat RNA yapısına katılmayan bir primidin bazı.
– U –
Urasil : Yanlızca RNA yapısına katılan baz.
– V –
Valin : Protein sentezine katılan amino asitlerden birisi.
Viroid : Bitki hücrelerinde hastalık yapan, 400 ‘ e kadar ribonükleotitten oluşan, virüslerden daha basit yapılı organizma.
Virülans: Proteinlerin bir organizmaya bulaşma ve hastalık oluşturma yetenekleri.
Virülant : Fajların lizojen olabilen mutantları.
– Y –
Yağ asidi : Esterlerle bileşikler yaparak yağ moleküllerini meydana getiren maddeler.
Yapısal gen : Hücrenin yapısı ve metabolizması için gerekli RNA ‘ ları kodlayan DNA dizisine verilen genel ad.
Yatay gen transferi: Aynı ya da farklı türden bireyler arasında çapraz çiftleşme yoluyla gen transferi.
– Z –
Zootoksin : Bir organizma tarafından meydana getirilmiş toksik maddeler.
Zooloji: Hayvanları inceleyen bilim dalı
Kaynak: Anonim
belgesi-155
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de, diğerleriyle olan tüm benzerliklerine…
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…