Üniversiteye Giriş sınavları milyonlarca gencin ve ailenin gündeminde ilk sıraya oturmuş durumda. Sınava girecek her öğrenci ve ailenin de bu sürecin biraz gerginliğe yol açması oldukça doğal ve kaçınılmaz.
Ancak, bir çok aile bu günleri “şu sınavı bir atlatsak!” baskısıyla birikmiş ve patlamaya hazır bir gerginlik içinde yaşamakta. Ailelerin yaşadığı bu gerginlik gencin kaygı düzeyini yükseltmekte, performansını olumsuz etkileme riski yaratmakta.
O halde ne yapalım?!! Tüm anne-babalar, gelin biraz daha sakin ve soğukkanlı olmayı deneyerek aşağıdaki hususları birlikte düşünüp değerlendirelim:
Sınav bir FIRSAT mı, bir TEHDİT mi?
Çocuğunuzun sınavı sizin için ne ifade ediyor? “Bu sınavı kazanırsa ailenizdeki tüm sorunlar çözülecek, çocuğunuzun geleceği garanti altına alınacak, sıkıntılar sona erecek ya da tersine kazanamazsa her şey bitecek, mahvolacaksınız, ele-güne rezil olacaksınız” gibi düşünce biçiminiz varsa sınavı bir TEHDİT olarak algılıyorsunuz demektir. Bu düşünce biçimi “ya hep ya hiç” şeklindeki gerçekçi olmayan bir yaklaşımdır.
Oysa sınav sadece bir FIRSAT’dır. Çocuğunuzun bazı alternatiflere yönelik kendini denemesi için bir fırsattır. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi sizin sınava doğru, gerçekçi ve sağlıklı biçimde yaklaşmanıza bağlıdır.
Sınav; çocuğunuzun ve dolayısıyla sizin tüm olarak sınanması ve onaylanması değildir. Çocuğunuzun kişiliğinin ya da tümüyle başarısının test edilmesi değildir. Sınav sonucu, sadece o sınavda ölçülmesi hedeflenen bilgi ve yeterlik kapsamıyla sınırlı olarak, o anki performansının bir göstergesidir. Bu sonuç, bize çocuğumuzun kendini geliştirmesi konusunda, eksik ve yetersiz olduğu alanlara yönelik ipuçları sağlayacaktır. Sınav bir denemedir ve her deneme de kendimizi geliştirmede yeni fırsatlar sağlar.
Çocuğunuzu Tanıyın ve GERÇEKÇİ Olunuz
Pek çok anne-baba bilinçli ya da bilinçaltı ihtiyaçlarının sonucu kendi beklentilerini çocukları yoluyla gerçekleştirmek ister…Sizin beklentileriniz çocuğunuza uymayabilir. Üstelik kendi beklentilerinizi bir başkası (çocuğunuz bile olsa!) üzerinde gerçekleştirmeye hakkınız olmadığını kabul edin. Çocuğunuzun ilgileri, ihtiyaçları, yetenek ve kapasitesini doğru değerlendirmeye çalışın. Onu tanıyın ve onun kendisini gerçekleştirmesine yardımcı olun. Çocuğunuzu, kardeşleriyle ya da başkalarıyla kıyaslamayınız. Onun kendi içindeki ilerlemesine dikkat edin, çabalarını takdir edin. Onun güçlü yönlerini keşfedip değerlendirmesi, yetersiz yönlerini geliştirmesi konusunda ona uygun fırsatlar hazırlayın.
Sınavın ülkedeki eğitim olanaklarına bağlı olarak uygulanan bir ‘eleme’ olduğu, sonuçların; sınava girenlerin performanslarına göre, okulların kapasiteleri esas alınarak belirlendiği gerçeği düşünüldüğünde ‘başarı’ ya da ‘başarısız’ lığın değişebilir, “göreli” bir durum olduğu kabul edilmelidir. Buna göre her sınavda, okulların belirlediği kontenjana göre puan sıralamasına göre binlerce, yüz binlerce genç “başarısız” kabul edilecektir. Bu sonuç onların “başarısız bir kişi” olarak damgalanması anlamına gelmez. Sadece o sınavda kendinden daha yüksek puan alanlara göre bazı eksiklikleri olduğunu ifade eder. Gerçekçi olun, çocuğunuzu tanıyın, eksikliklerini gidermesi için ona yardımcı olun ve ondan kapasitesinin üstünde başarı beklemeyiniz.
Çocuğunuzla Sağlıklı İLETİŞİM Kurunuz
Sınav, öğrenci için az ya da çok kaygı yaratan bir olgudur. Biraz kaygı, uyarıcı etki yapar ve sınava hazırlık sorumluluğunu artırır. Ancak aşırı kaygı, performansı olumsuz etkiler. Çocuğunuzla konuşun. Kaygılarını sizinle paylaşmasına fırsat verin, teşvik edin. Alternatifleri birlikte tartışın, sonuçlar ne olursa olsun onu sevdiğinizi ve sevmeye devam edeceğinizi belirtin, samimi olun. Onu koşulsuz kabul edin. Sınavı kazanamasa da o sizin için değerli ve önemlidir.
Ona güvendiğinizi, elinden geleni yaptığına inandığınızı söyleyin. Sizden neler beklediğini,ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. İstediği desteği vermeye çalışın. Ona sağladıklarınızı (özel hocada ders alma, dershaneye gitmeyi… vb.) psikolojik bir baskı unsuru yapmayın. Bu olanakları sağlamanın, anne-baba olarak göreviniz ve sizin tercihiniz olduğunu kabul ediniz. Sınavlar geçicidir ama sonuçları çocuğunuz ile ilişkilerinizi kalıcı olarak etkileyebilir. Önemli olan sağlıklı ilişkileri aile içinde sağlamak ve sürdürmektir. Sınavlar da aslında ailelerin kendilerini bu anlamda test etmeleri için önemli bir fırsattır!
Sınava Girecek Öğrencilere Yönelik ÖNERİLER
Sevgili gençler, gireceğiniz sınav sizin için önemlidir ama onu yaşamınızdaki tek ve en önemli şey olarak görmeyin. Sınavı “ölüm-kalım sorunu” olarak algılamayın. Bu sınav tek ve son seçenek değil, bunu aklınızdan çıkarmayın.
• Sınavı bir AMAÇ olarak değil, ARAÇ olarak görün. Yaşamdaki hedeflerinizi belirleyin ve sınavı bu hedeflere yönelik bir araç olarak değerlendirin. Sonuca değil, sürece odaklanın. Hedefe ulaşmada tüm araçları etkili kullanmayı, sınav aracılığı ile kendi bilgilerinizi, yeterliliğinizi test ederek, eksikliklerinizi fark edebileceğinizi, bunun da kendinizi geliştirme fırsatı sağlayacağını düşünün.
• Biliyorsunuz ki sınava hazırlanma uzun bir süreyi gerektirir. Sürekli ve planlı çabayı gerektirir. Son birkaç haftada çaba harcamayla ‘mucize’ yaratılmaz. Siz de uzun süredir bu hazırlığın içindeyseniz son günleri daha sakin ve dinlenerek geçirin. Son zamanda paniğe kapılıp gece-gündüz çalışmanın yarardan çok zararı olabilir. Son andaki ve panik halindeki öğrenmeler, önceki öğrenilenler üzerinde ‘bozucu etki’ yapar ve bellekte karışıklıklara yol açabilir.
• Sınava yeterli hazırlandığınızı, elinizden geleni yaptığınızı düşünün. Ancak, mükemmeliyetçi olmayın. Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koyun. Kendinize karşı dürüst olun, eksikliklerinizi fark edin ve gidermek için çaba harcayın.
• Sınav, bir bilgiyi ne kadar özümsediğinizi gösteren bir değerlendirme biçimidir. Sınavı kişiliğinizin değerlendirilmesi olarak algılamayın. Sınav sonucunun, belli yeterliliklere ilişkin eksikliklerinizi görmek ve kendinizi geliştirmek için bir fırsat olabileceğini unutmayın.
• Sınavdan önceki bu süreçte, öğrenim yaşamınız boyunca elde ettiğiniz başarıları düşünün, başarılı olduğunuz zamanları zihninizde canlandırın. Bu görüntüleri belleğinizde canlı tutmak size moral verecektir.
• Kendi kendinizi güdülemeye çalışın. Okulu düşünün. Kontrolün sizde olduğunu anımsayın. “Başarabilirim” diye tekrarlayın. Evet, başarabilirsiniz! Buna önce siz inanmalısınız!
• Sınava ilişkin yönergeleri dikkatli okuyun, sınavın uygulanmasına yönelik gerekli bilgileri bildiğinizden emin olun.
• Kaygılarınızı ailenizle paylaşın. Onlarla konuşun. Onların sınavı kazanamadığınız zaman da sizi seveceklerine, değer vereceklerine güvenin. Siz onlar için her zaman önemlisiniz, bunu unutmayın!
Tüm bu önerilere ek olarak, sınav öncesi ve sınav sonrası süreçte okulunuzdaki Rehberlik Servisinde görevli Psikolojik Danışmanlardan yardım alabileceğinizi hatırlatmak istiyorum. Gerek öğrenciler, gerekse anne-babalar sınava hazırlık, sınav kaygısıyla başa çıkma ve geleceğe yönelik tercih ve planlar konusunda Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde ve okullarda görevli psikolojik danışmanlardan yardım alabilirler.
Kaynak: Turk PDR Sitesi
belgesi-975
Albert Einstein, Charles Darwin, Wolfgang Amadeus Mozart ve Pablo Picasso gibi dünyayı etkilemiş dahilerin beyinlerinin…
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de, diğerleriyle olan tüm benzerliklerine…
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…