Şeker hastalığı
Şeker hastalığı, kan şekerinin çok yüksek olmasıyla kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Dünyadaki en yaygın hastalıklardan biridir. Vücut glikozu enerjiye dönüştüremediği zaman ortaya çıkar. Glukozun enerjiye dönüştürülmesi pankreastan salgılanan insülin hormonu yardımıyla olur. Eğer pankreastan insülin salınımı azalır veya kaybolursa, glukoz kanda kontrolsüz bir şekilde yükselir ve şeker hastalığına yol açar. İki tipi vardır:
Tip 1( insüline bağımlı olan )
Özellikle çocuklarda ve 40 yaşın altındaki genç erişkinlerde görülür. Bu tip şeker hastalığında pankreas yeterli insülin üretmez. İnsülin iğneleri ve diyet kontrolü ile tedaviye gidilir.
Tip 2 (insüline bağımlı olmayan )
Tüm şeker hastalarının %90’ı bu tip. Bu tip şeker hastalığında insülin üretilir, ancak yeterli değildir veya vücudun glukozu kullanma kabiliyeti azalmıştır. Daha çok 40 yaşın üzerindeki erişkinlerde görülür. Genellikle fazla kiloludurlar. Ya diyet ve egzersiz, ya da diyet ve tabletler,bazen de diyet ve insülin iğneleriyle tedavi edilir. Örneğin; hızla batı tipi beslenmeye geçen Avustralya yerlileri Aborjinler’de her 4 kişiden birinde bu tip şeker hastalığı görülüyor.
50 yaşın üzerinde ve fazla kiloluysanız, ailenizde şeker hastalığı varsa, tansiyonunuz yüksekse bu tip şeker hastalığına yakalanma riskinizde yüksek demektir.
Belirtileri
•Aşırı susama
•Sık idrara çıkma
•Sürekli açlık hissi
•Kilo kaybı
•Ağız kuruluğu
•Cilt kuruluğu
•Görmede bozulmalar
•Dolaşım bozukluğu
İnsüline bağımlı olmayan şeker hastalığıyla yaşamanın veya yakalanmamanın yolu doğru beslenme.
Kan şekeri düzeyini kontrol etmek için beslenme şeklinde bazı değişikliklere gidilmesi gerekiyor.
Elenmemiş undan yapılmış ekmek-makarna, esmer pirinç, patates gibi nişastalı besinler yemeklerin önemli bölümlerini oluşturmalı.
Yiyeceklerin, tahılların, unların özel işlemden geçmemiş şekilleri tercih edilmeli.
Sebze ve meyve gibi liften zengin yiyeceklerin tüketimi arttırılmalı.(meyvenin aşırı olmaması şartıyla.)
Şekerli içecekler içilmemeli.
Alkol tüketimine dikkat edilmeli.erkeklerin günde 3 birim, kadınların günde 2 birimi geçmemesi gerekiyor.
1 birim alkol = 250 ml bira
şeker hastası olanların düşük glisemik indeksli yiyeceklerle beslenmesi gerekli. Yüksek glisemik indeksli yiyecekler zaten iyi çalışmayan pankreasın yükünü arttıracaktır.
Şeker hastalığı nelere yol açabilir ?
•Kalp-damar hastalıkları
•Kalp krizi
•Felç
•Böbrek yetmezliği
•Körlük
•Koma
Glukoz vücudun yakıtı. Ancak kanda aşırı yükseldiğinde, damarlardaki proteinlere zarar vermeye başlıyor ve damarlara, böbreklere, gözlere, beyne, bacaklara, sinirlere zarar veriyor, kalp-damar hastalıklarına yol açıyor.
Yukarıdaki bilgiler dünyada en sık görülen hastalıklardan biri olan şeker hastalığı hakkında sizi kısaca aydınlatmak ve yakalanmanızı önlemek içindir.
Eğer şeker hastası olduğunuzdan şüpheleniyorsanız mutlaka konunun uzmanı bir doktora gitmelisiniz.
Kilo vermek ve kilonuzu korumak için öneriler
•Yürümek kilonuzu korumanın en iyi yolu
•Hergün en az 30 dk. yürümeye çalışın
•Yürüme mesafenizdeki yerlere arabayla gitmeyin
•Asansör yerine merdivenleri kullanın
•Uzun süre oturma pozisyonunda kalmayın
•Sık sık kalkıp hareket edin
•Tatlı yerine meyveyi tercih edin
•Sebzeleri aşırı pişirmeyin
•Meyve sularını sulandırarak için
•Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yeme alışkanlığı edinin
•Fasulye,mercimek,nohut,barbunya,börülceyi baş tacı edin. Hem açlık duygunuzu çok güzel bastırırlar, hem de kilo aldırmazlar.
•Liften zengin yiyeceklere ağırlık verin.
•Kendinizi küçük porsiyonlara alıştırın. Yemeklerinizi küçük tabaklarda yeyin.
•Çok acıkmadın yeyin. 4 saatten fazla aç kalmayın.
•Kan şekerinizi dengelemeye çalışın.
•Eğer öğün sayısını arttırdığınız zaman fazla atıştırıyorsanız günde 3 öğünle sınırlı tutun.
•Atıştırmak istediğiniz zaman kalorisi düşük yiyeceklere uzanın. Meyveler, salatalar, sebzeler az yağlı yoğurt gibi…
•Niçin fazla yediğinizi bulmaya çalışın. Nedeni bulduktan sonra çözüme gitmeniz kolaylaşacaktır.
•Kilo vermek istiyorsanız kendinize gerçekçi bir hedef koyun. Vücudunuzu aşırı zorlayacak rejimlere girmeyin.
•Yiyeceklerle ilişkinizi değiştirin.yemek için değil, yaşamak için yeyin.
•İnce düşünün. Kendinizi hep giymek istediğiniz giysiler içinde bir partide hayal edin. Diğer insanların size nasıl tepkiler vereceklerini düşünün.
Bu hayaller ince olma isteğinizi arttıracaktır. Unutmayın,hayal etmek yapmanın yarısıdır!
•Çocuklarınızın tabaklarında kalanları yemeyin.
•Yemek pişirirken atıştırmayın.
•Öğün aralarında yiyeceklere uzandığınızda derin bir nefes alıp 10’a kadar sayarak düşünün. Gerçekten o yiyeceğe ihtiyacınız var mı?
•Öğün atlamayın. Özellikle de kahvaltıyı.
•Restoranlarda yemek yerken ya sadece ana yemeği ya da iki başlangıç yemeyini yiyin.
•İlla başlangıç, ana yemek ve tatlı üçlemesine girmeniz gerekmiyor.
•Eğer can sıkıntısından yiyorsanız kendinize bir hobi edinin. Boş kalmak yemeğe iter.
•Her sinemaya gidişinizde illa pop corn yemeniz gerekmiyor. Pop corn sevmediği halde gelenek diye yiyen birçok kişi var.
•Haftada 1 kilodan fazla verdiren diyetlere girmeyin. Ağır,ama emin adımlarla ilerleyin.
•Doyduğunuza karar veren,mideniz değil beyniniz.
•Ve beyin en az 20dk önce”doydun” sinyali göndermiyor. Gereksiz yere kalori almamak için iyice çiğneyerek, yavaş yavaş yiyin.
•Herkezin tetikleyici yiyeceği farklıdır. Kimi çikolata,kimi peynire aşırı istek duyar ve delicesine yer. Bu yiyecekler hangileriyse satın almayın,
süpermarketlerde dizili bulundukları raflara yaklaşmayın.
•Damağınızı eğitin. Şekeri azalttıkça artık eskisi kadar tatlı yemek istemediğinizi fark edeceksiniz.
•Egzersize ara vermeyin. Bir kez ara verince veya bırakınca bir daha dönmek çok zor oluyor, deneyimlerimizden biliyoruz. Eğer haftada 3 gün yürüme alışkanlığınız varsa bunu mutlaka yerine getirin.
•Hayır demeyi öğrenin. Her ısrar edildiğinde”tamam” deyip bir parça daha tatlı almayın.
•Ekmeğinize tereyağı veya margarin sürme alışkanlığınız varsa bırakmaya çalışın.
•Kokteyllerde,partilerde tabagınızı gereksiz yere doldurmayın. Kimlerle karşılaşacağınızı, tanışacağınızı düşünerek gidin. İnsanlara konsantre olun, yiyeceklere değil!
•Kokteyl,parti ve davetlere çok aç gitmeyin. Evden çıkmadan önce bir elma yiyin.
•Restoranlarda önden getirilen ekmek ve tereyağını istemediğinizi söyleyin. Sofraya gelince mutlaka yeniyor.
•Kilo vermeye çalışıyorsanız size yardımcı olacak, gelişmeleri izleyecek, sizi alkışlayacak birini bulun. Eşiniz,sevgiliniz,arkadaşınız olabilir.
•Her gün temiz hava almaya gayret edin. Derin derin soluk alın. Unutmayın, kalori yakmak için oksijen gerekli.
•Canınız bol kalorili bir yiyeceği çok çekiyorsa yeyin. Ama azıcık!
•Ayakta yemek yemeyin
•Kek,kurabiye,bisküvi,cips,çikolata,çerez satın almayın. Adınızı bilirler ve siz yanıt verinceye kadar sürekli seslenirler.
•Açken alışveriş yapmayın.
•Bir hafta boyunca ne yediğinizi,ne kadar egzersiz yaptığınızı kaydedin. Büyük yararını göreceksini;kendinize daha objektif bakmanızı sağlayacak
•Yemek yerken sık sık çatal bıçağınızı masaya koyun. Hızlı yemenizi önler.
•Çok düşük kalorili diyetlere girmeyin.
•Kas dokunuzu arttırmaya çalışın. En iyi yol ağırlıklarla çalışmak. Konserve kutularıyla bile çalışabilirsiniz.
•Günde en az 2 litre su için.
•Buzdolabınızı sağlıklı yiyeceklerle doldurun.
•Televizyon seyrederken yemek yemeyin. Ne yediğinizin farkına varamazsınız.
•Diyet yiyecekler sizi daha çok yemeye itebilir. Diyette olsalar yediğiniz miktara dikkat edin.
•Yemeklerinizde kullandığınız yağ miktarını azaltın. Pilavı iki kaşık zeytin yağıyla mı yapıyorsunuz, bir kaşığa indirin.
•Yediğiniz yağ miktarını azaltın. Doymuş,doymamış fark etmiyor, sonuçta hepsi kilo aldırıyorlar!
•Tatlandırıcılardan uzak durun.
•Tuzu hayatınızdan çıkarmaya çalışın.
•Yiyecek intoleransınız var mı, yok mu belirleyin. Varsa kilo vermeniz zorlaşıyor.
•Ne zaman yediğiniz de neredeyse ne yediğiniz kadar önemli. Akşam yemeyini erken yiyin. İdeali saat 7-7:30 geçirmemek.
•Doyduğumuz zaman yemeği bırakın.
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…
Eğer bir insanın başına 'elektroensephalograf' (ezberlemeniz gerekmez!) adını taşıyan bir cihaz bağlarsanız, o insanın yaydığı…