A
Adlandırma. Element ve bileşiklerin kimyasal formül veya sembollerle, bazı sistematik yöntemlere göre adlarının yazılması.
Aktiflik. Reaksiyona girme kabiliyeti, elementlerin bileşik yapabilme eğilimleri.
Aktinitler. Aktinyum (57Ac) elementinden sonra gelen ve 4f orbitallerinin dolmasıyla oluşan 14 elementin oluşturduğu seri.
Alfa parçacığı. İki proton ve iki nötrondan oluşan +2 yüklü helyum çekirdeği.
Alkali metal. 1A grubundaki hidrojen dışındaki metaller.
Allotrop. Fiziksel özellikleri ve kristallerinin uzayda dizilişleri birbirinden farklı olan aynı cins atomlar birbirinin allotropudur.
Amalgam. Civanın diğer metaller ile oluşturduğu alaşımlar.
Ametal. Metalik karakter göstermeyen periyodik tablonun sağ tarafındaki elementler. Atomları az sayıda elektron alarak anyon oluşturan elementler.
Amfoter oksit. Hem asitlerle hem bazlarla tepkime verebilen oksitler.
Anlamlı sayılar. Doğru bir şekilde yapılmış ölçümü ifade eden sayılar.
Anyon. Negatif (–) yüklü iyon.
Asit. Suda çözündüğünde ortama hidrojen iyonları (H+) ya da hidronyum iyonları (H3O+) verebilen maddelerdir.
Asit oksit. Suda çözündüğünde ortama asit çözeltisi veren ya da baz veya bazik oksitlerle reaksiyona girerek tuz oluşturan ametal oksitidir.
Aşırı doymuş çözelti. Belirli sıcaklıktaki doymuş halinden geçici olarak daha fazla çözünen içeren çözelti.
Atmosfer basıncı. Atmosferdeki havanın ağırlığından dolayı uyguladığı açık hava basıncı
1-Atmosfer basıncı. 76 cm (760 mm) yüksekliğindeki civa sutunun uyguladığı basınç.
Atom. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini gösteren en küçük parçasıdır.
Atom–gram. Bir mol atomun kütlesidir.
Atom kütlesi. Bir atomun atomik kütle birimi cinsinden kütlesidir.
Atom numarası (Z). Bir atomun çekirdeğindeki proton sayısıoır. Yada nötr bir atomda çekirdeğin etrafındaki toplam elektronların sayısına eşittir.
Atomik kütle birimi (a.k.b). Bir karbon (126C) atomunun kütlesinin tam olarak 1/12 sine eşittir.
Aufbau yöntemi. Elektronlar atomik orbitallere enerjileri en düşük olacak şekilde sırasıyla yerleşirler. (Önce 1s, sonra 2s ve sonra 2p nin dolmaları gibi)
Avogadro kanunu. Aynı sıcaklık ve basınçta bulunan tüm gazların eşit sayıda molekülleri, eşit hacimdedir.
Avogadro sayısı (NA). 126C elementinin 12 gramındaki kesin atom sayısıdır. (6,02.1023 tane mol–1‘ e eşittir)
Ayırtedici özellik. Maddeleri ayırt etmek için kullanılan özellik
Ayırma. Karışımı oluşturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayrıştırma.
Ayrımsal damıtma. Farklı sıvılardan oluşan bir karışımdaki sıvıları kaynama noktaları farkından yararlanarak ayırma metodudur.
Ayrımsal kristallendirme. Bir karışımı oluşturan bileşenleri çözünürlük farklarından yararlanarak birbirinden ayırma metodudur.
Azeotrop. Sabit bir kaynama noktası bulunan ve sıvı ile buhar hallerindeki bileşimi aynı olan çözelti
B
Bağıl atom kütlesi. Standart kabül edilen bir elementin kütlesine göre kıyaslanarak bulunan atom kütlesi
Bağlanma enerjisi. Bir atomun çekirdeğindeki proton ve nötron gibi atom altı taneciklerini bir arada tutan enerjidir.
Barometre. Açık hava basıncını ölçmek için kullanılan düzenek
Basınç. Birim yüzeye uygulanan kuvvet
Baz. Suda çözünürken çözeltiye hidroksit (OH–) iyonları veren madde.
Bazik oksit. Suda çözündüğünde bazik çözelti oluşturan ya da asit ve asit oksitlerle reaksiyona girerek tuz oluşturan metal oksitidir.
Belirleyici madde. Kimyasal reaksiyonda artan madde karşısında tamamen tükenen madde.
Beta parçacığı. Radyoaktif bir elementin çekirdeğindeki bir nötronun bir protona dönüşmesi ile açığa çıkan elektron
Bileşik. İki ya da daha fazla cins elementin belirli oranlarda birleşmesinden oluşan saf madde.
Bileşik oksit. Aynı katyonun farklı iki değerlik aldığı oksitlerinin biraraya gelmiş hali. Örneğin; Fe3O4, (FeO.Fe2O3)
Bilimsel Yöntem. Bilimin gelişmesini sağlayan gözlem, deney ve kanunların ve kuramların formüle edilmesi etkinliklerinin bütünü.
Birinci iyonlaşma enerjisi. Gaz halindeki bir atomdan en gevşek tutulan elektronun uzaklaştırılması için gereken minimum enerjidir.
Bombardıman. Bir atom çekirdeğine herhangi bir nükleer taneciğin gönderilmesi.
Boyle kanunu. Sabit sıcaklıktaki bir miktar gazın hacmi ile basıncı ters orantılıdır.
Bozunma serisi. Radyoaktif bir izotopun basamak basamak çeşitli ışımalar yaparak bozunması ve sonunda kararlı bir izotopa dönüşmesi
Buharlaşma. Ortalama kinetik enerjisi fazla olan moleküllerin, sıvı fazdan gaz fazına geçmeleri.
Bunzen beki. Tasarımı alman bilim adamı Robert Bunzen tarafından yapılan ısıtma aygıtı.
C
Celsius sıcaklık cetveli. Buzun erime noktasını 0°C ve suyun kaynama noktasını 100°C olarak kabul eden sıcaklık cetveli.
Charles kanunu. Sabit basınç altında bir miktar gazın, hacmi ile mutlak sıcaklığı doğru orantılıdır.
Coulomb kuvvetleri. Aynı yüklü tanecikler arasında itme kuvveti veya zıt yüklü tanecikler arasında çekme kuvveti Coulomb kuvvetleri olarak adlandırılır.
Çekirdek. Atomun merkezinde proton, nötron gibi benzer atom altı parçacıklar içeren, oldukça küçük ve yoğun, pozitif (+) yüklü bölge.
Çekirdek eşitliği. Radyoaktif bir reaksiyondaki değişiklikleri gösteren denklem.
Çekirdek reaksiyonu. Bir atomun çekirdeğinde meydana gelen değişmeler, Radyoaktif veya nükleer reaksiyonlar olarak da bilinir.
Çizgi spektrumu. Gaz veya gaz halindeki bir maddeden gelen ışıklar bir prizmadan geçirilirse elde edilen görünür renkler arasında boşluklar vardır. Bu tür devamlı olmayan spektrumlara çizgi spektrumu denir.
Çökelme. Bir çözeltide iki tuzun etkileşimi veya sıcaklık değişiminin çözünürlüğe etkisi sonucu çözünmeyen katı bir bileşiğin oluşması.
Çökelme reaksiyonu. Sonucunda çökelti oluşan reaksiyonlardır.
Çözelti. İki veya daha fazla maddeden oluşmuş homojen karışım.
Çözücü. Bir çözeltinin en fazla miktardaki bileşeni veya çözeltiye fiziksel halini veren bileşendir.
Çözünen. Bir çözeltinin miktar olarak az bulunan bileşenleri
Çözünürlük. Belirli bir sıcaklıkta sabit hacimdeki bir çözücüde doymuş bir çözelti elde etmek için çözünen maddenin miktarı.
D
Dalga. Bir ortamda enerji taşıyan eğilim.
Dalga boyu. Birbirini takip eden iki dalga tepesi yada çukuru arasındaki uzaklık.
Dalton atom modeli. Atom maddenin en küçük yapıtaşı olup daha küçük parçalara bölünemez içi dolu bir küredir.
Dalton kanunu. Birbirleriyle reaksiyon vermeyen gazların oluşturduğu karışımın basıncı, karışımda bulunan gazların kısmi basınçları toplamına eşittir.
Damıtma. Bir sıvıyı buharlaştırıp, oluşan buharını yoğunlaştırarak ayrıştırma işlemi.
d–bloku. Periyodik tablonun d–orbitallerinin dolmakta olduğu elementleri içeren bölümü.
Değerlik elektronları. En büyük baş kuvant um sayısına sahip elektron tabakasında bulunan elektronlar.
Denkleştirilmiş denklem. Aynı tip atomların, denklemin her iki tarafında da aynı sayıda bulunduğu eşitlik.
Devamlı spektrum. Beyaz ışık bütün renkleri içerdiğinden bir prizmadan geçirilirse elde edilen renkler sürekli olur, yani birinin bitmek üzere olduğu anda öbürü başlar. Renkler sınır bölgelerde iç içe girmiş devamlı bantlar halindedir. Bu tür spektrumlara devamlı spektrumlar denir.
Derişik çözelti. Göreceli olarak çok miktarda çözücü içeren çözelti.
Derişim. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir çözeltinin içindeki göreceli miktarı.
Dializ. Bir çözelti içerisindeki küçük iyon veya moleküllerin yarı geçirgen bir zardan geçmesi ve büyük iyon veya moleküllerin geçmemesi işlemi.
Difüzyon. Bir gazın havada veya başka bir gaz içinde yayılması.
Doğal radyoaktiflik. Atom numarası 83’ten büyük olan elementlerin kendiliğinden çeşitli ışımalar yaparak yeni elementlere dönüşmesi
Donma. Sıvı haldeki bir maddenin katı hale geçmesi
Doymamış çözelti. Belirli bir sıcaklıkta doymuş halden daha az çözücü içeren çözelti.
Doymuş çözelti. Belirli bir sıcaklıkta çözebileceği maksimum çözüneni içeren çözelti.
Dublet. Atomların bileşik oluştururken elektron alarak ya da vererek en dış enerji seviyelerindeki toplam elektron sayısının helyum gibi 2 olması hâlidir.
E
Efüzyon. Gaz moleküllerinin küçük bir delik aracılığıyla bir kaptan, daha düşük basınçlı ortama yayılması.
Ekzotermik reaksiyonlar. Dışarıya ısı vererek gerçekleşen reaksiyonlardır.
Elektrolit. Sulu çözeltisi elektrik akımını ileten madde.
Elektrolit çözelti. Elektrik akımını ileten çözelti.
Elektrolit olmayan çözelti. Elektrik akımını iletmeyen çözelti.
Elektroliz. Bir maddenin sıvılaştırılmış halinde ya da elektrolit çözeltisinde, elektrik akımı yardımı ile kendi bileşinlerine ayrıştırılması
Elektron. Çekirdeğin etrafındaki ihtimali orbitallerde hareket ettiğine inanılan 1/1840 akb’lik bir kütleye sahip negatif (–) yüklü parçacıktır.
Elektron dağılımı. Elementlerin atomlarında bulunan elektronların, atomik orbitallerine düzenli bir şekilde yerleşimi
Elektronegatiflik. Bir molekül içerisindeki atomun elektronları kendine doğru göreceli çekme kabiliyeti.
Elektromanyetik spektrum. Elementler katı yada gaz halinde iken dışarıdan yeterli miktarda alırlarak, belli dalga boyırında ışıma yapmaları.
Elektron ilgisi. Nötr bir atoma (gaz fazında) bir elektron eklenmesiyle meydana gelen ısı değişimi. Bir atomun elektron alma eğiliminin ölçüsü.
Elektron yakalama. Çekirdeğe en yakın bir enerji seviyesinden bir elektronun çekirdek tarafından yakalanmasıyla oluşan radyoaktif bozunma şekli
Element. Kimyasal metodlarla daha basit parçacıklara ayrılamayan, aynı cins atomlardan meydana gelen en basit yapıdaki madde.
Endotermik reaksiyon. Dışarıdan ısı alarak gerçekleşen reaksiyonlardır.
Enerji seviyesi. Çekirdek etrafında aynı enerjideki elektronların bulunduğu yörüngelerdir.
Erime noktası. Katı hâldeki maddenin sıvı hâle geçtiği sıcaklık noktası.
F
f – bloku. Periyodik tabloda f orbitallerinin dolmakta olduğu elementlerin oluşturduğu küme.
Fahrenheit sıcaklık cetveli. Buzun 32°F da eridiğini ve suyun 212 °F da kaynadığını kabul eden sıcaklık cetveli.
Frekans. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga sayısıdır.
Fiziksel değişme. Maddenin fiziksel halinde meydana gelen değişmedir.
Fiziksel özellik. Erime noktası, kaynama noktası, renk, özkütle gibi maddenin iç yapısıyla ilgili olmayan özelliklerdir.
Fizyon (Bölünme) reaksiyonu. Ağır bir çekirdeğin daha küçük çekirdeklere dönüşmesi. Bu sırada bir kaç nötron ile çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.
Flüoresans. Bir maddenin kısa dalga boylu radyasyon ile uyarılması sonucu ışık yayması. Uyarıcı ortamdan uzaklaştırıldığında ışık yayma işlemi durur.
Formül. Bileşikteki elementlerin sembollerini ve bu bileşiğin bir molekülündeki atomların kaçar tane olduğunu gösteren sayıları içeren basit ifadedir.
Formül–gram. Bir mol iyonik bağlı bileşiğin kütlesidir.
Fosforesans. Bir maddenin uyarılması sonucu ortamdan uyarıcı kaldırılsa da bir süre daha ışıma yapması.
Fotoelektrik olay. Bir metal üzerine düşürülen ışığın, metal yüzeyinden elektron koparması olayına denir.
Foton. Işık taneciğ. Işık ışınının enerjisi bu fotonlar içinde yoğunlaşmıştır.
Füzyon (Birleşme) reaksiyonu. Küçük atom çekirdeklerinin birleşerek daha büyük çekirdekler oluşturmasıdır.
G
Gama ışıması. Çeşitli radyoaktif ışımalar sonucu yüksek enerjili halde kalan bir çekirdeğin yaydığı ve nüfus etme gücü yüksek olan elektromanyetik ışıma.
Gay – Lussac kanunu. Sabit hacimli bir miktar gazın basıncı ile mutlak sıcaklığı doğru orantılıdır.
Gaz kanunları. Özel şartlar altındaki gazların davranışlarını inceleyen kanunlar.
Gaz sabiti (Rydberg sabiti). İdeal gaz denkleminde ve bazı diğer denklemlerde karşılaşılan sabit.
Geçiş elementleri. Periyodik sistemin orta kısmında bulunan ve bileşiklerinde, birden fazla değerlik alabilen d orbitallerinin dolmasıyla oluşan B grubu elementleridir.
Gerçek Gaz. Davranışı ideal gaz davranışından farklı olan gaz.
Görünür spektrum. Dalga boyu yaklaşık 390 nm ile 760 nm arasında bulunan ve elektromanyetik ışımanın bütün görünen dalgalarını içeren spektrumu.
Graham kanunu. Sabit sıcaklıkta bir gazın difüzyon veya efüzyon hızı, o gazın öz kütlesinin karekökü ile ters orantılıdır.
Grup. Periyodik sistemdeki benzer kimyasal özelliğe sahip elementlerden oluşan dikey sütunlar.
Gay – Lussac kanunu. Sabit hacimli bir miktar gazın basıncı ile mutlak sıcaklığı doğru orantılıd
H
Hacim. Maddenin uzayda kapladığı boşluk.
Halojenler. Tuz yapıcı anlamına gelen ve periyodik tabloda, atomlarının son yörüngelerinde yedi elektron bulunduran elementlerin oluşturduğu 7A grubu.
Heterojen karışım. Her noktasında aynı özellik göstermeyen karışımlardır.
Hızlandırıcı. Elektron, proton ve alfa parçacığı gibi yüklü parçacıklara çok yüksek kinetik enerji kazandıran alet.
Hidrat. Kristal yapısında belirli miktarlarda su molekülü içeren bileşiklerdir.
Homojen karışım. Her noktasında aynı özellikleri gösteren karışımlardır.
Hund kuralı. Eş enerjili orbitallere (2px, 2py, 2pz gibi) elektronların paralel spinli maksimum sayıda eşleşmemiş elektron sağlayacak şekilde yerleştirilmesi.
I-İ
Işık hızı. Bütün elektromanyetik dalgaların boşluk kabul edilen, maddeden arınmış ve havası boşaltılmış ortamda 3·108 cm/s lik bir hızla ile ilerleyişi.
Işın tedavisi. Radyoaktif ışımanın tedavi amacıyla kullanımı, radyoterapi.
İç geçiş elementleri. Periyodik sistemin alt kısmında yer alan ve f orbitallerinin dolmasıyla oluşan elementler. Aktinitler ve lantanitler.
İdeal gazlar. Bütün basınç değerlerinde Boyle kanununa uyan gazları tanımlar. Gerçek gazlar yüksek sıcaklık ve düşük basınçta ideal davranışa yaklaşır.
İndirgen. Kimyasal reaksiyonlarda kendisi yükseltgenerek karşısındakini indirgeyen madde.
İndirgenme. Elementlerin elektron olarak bir değerlikten daha düşük değerliklere geçmesi.
İyon. elektriksel yük taşıyan atom ya da atom grupları. İyonlaşma. Gaz halindeki bir atomun en uzak yörüngesindeki en zayıf tutulan elektronunun koparılması işlemine denir.
İyonik bağ. Bir metal ile ametal arasında elektron alış–verişi sonucunda oluşan bağ türü.
İyonik bileşik. Atomları arasında iyonik bağ içeren bileşikler.
İyonlaşma enerjisi. Gaz halindeki nötr bir atomun bir elektronun uzaklaştırılması için gerekli minumum enerji.
İzoelektronik. Değerlik elektron sayıları aynı olan atom veya iyon türleri.
İzoton. Nötron sayıları aynı proton sayıları farklı olan atomlar.
İzotop. Proton sayıları aynı nötron sayıları farklı ya da bir başka değişle atom numarası aynı, kütle numarası farklı olan atomlar.
J
Javel suyu. NaOH çözeltisinden CI2 gazı geçirilerek elde edilen ve hipoklorit CIO– iyonları içeren çamaşır suyu olarak kullanılan ağartıcı madde.
K
Kaba formül. Bir bileşikteki elementlerin sadece cinsini ve oranını belirten en basit formül.
Kademeli reaksiyon. Birden fazla reaksiyon basamağına sahip reaksiyonlar serisi.
Kalkojen. Filiz yapan 6A grubu elementleri.
Kararlı bileşik. Kolaylıkla bozunup, ayrışmayan bileşik
Karışım. İki ya da daha fazla maddenin gelişigüzel oranlarda, kimyasal özelliklerini yitirmeden oluşturdukları madde.
Katı. Belirli kütle, hacim ve şekli olan içine girdiği kabın şeklini almayan madde hali.
Katlı oranlar kanunu. İki element aralarında birden fazla bileşik oluşturuyorsa, birinin sabit tutulan miktarına karşılık diğerinin değişken miktarları arasında küçük ve tamsayılarla ifade edilen bir oran vardır.
Katot ışın tüpü. Uçlarında metal elektrot bulunan ve içerisine düşük basınçta gaz konulup elektronlara elektriksel gerilim uygulanmasıyla gaz örneğinin ışık yaymasını sağlayan tüp.
Katyon. Pozitif (+) yüklü iyon
Kaynama. Bir sıvının buhar basıncının, ortam basıncına eşit olması.
Kaynama noktası. Bir sıvının buhar basıncının, açık hava basıncına eşit olduğu andaki sıcaklık değeri.
Kelvin sıcaklık cetveli. Mutlak sıcaklıktır. Moleküllerinin ortalama kinetik enerjilerine göre kullanılan sıcaklık cetveli.
Kısmî basınç. Bir gazın, içinde bulunduğu karışımın toplam basıncı içerisinde sahip olduğu basınç. Bir gazın karışım içersinde tek başına uyguladığı basınç.
Kızıl ötesi ışınlar. Dalga boyu 10–6 m ile 10–4 m arasında olan zayıf enerjili dalgalar.
Kimya. Maddelerin özellikleri ile maddeler arası etkileşimleri inceleyen bilim dalı.
Kimyasal denklem. Kimyasal reaksiyon oluşumunu sembollerle gösteren denklem.
Kimyasal formül. Bileşiğin bileşimini kimyasal sembol ve rakamlar kullanarak gösterme şekli.
Kimyasal özellik. Maddenin iç yapısıyla ilgili özellikler.
Kimyasal reaksiyon. Bir ya da daha fazla maddelerin bir veya birden fazla farklı maddelere dönüştüren bir çeşit değişimlerdir. Kısaca yeni oluşumlara sebebiyet verecek şekilde atomların başka dizilişlerini sağlayan işlemler.
Kinetik teori. Gaz ve sıvı moleküllerinin davranışlarını kuramsal olarak açıklayan teori.
Konsantrasyon. Çözeltide çözünmüş olan göreceli madde miktarıdır. Düşük konsantrasyonlu çözeltilere seyreltik, yüksek konsantrasyonlu çözeltilere derişik çözelti denir.
Kontrol çubuğu. Nükleer bir reaktörün kalbine yerleştirilen, zincirleme fizyon reaksiyonunu kontrol altına almaya yarayan çubuk. Genellikle bor, kadmiyum veya zirkonyum gibi elementlerden yapılır ve ortamdaki nötronları soğurmak için kullanılır.
Kovalent bağ. İki elektronun iki atom tarafından paylaşılması ile oluşan bağ.
Kovalent bileşikler. Atomları arasında kovalent bağ içeren bileşikler.
Kritik kütle. Bir nükleer fizyon reaksiyonun kendiliğinden zincirleme olarak devam edebilmesi için gerekli olan nükleer yakıt kütlesi.
Kromatografi. Çözücü ve ayırt edici ortam kullanarak çözünen madde karışımını bileşenlerine ayırma metodu.
Küresel simetri. Bir element atomunun değerlik orbitallerinin tam ya da yarı dolu olma hali,
Kütle. Değişmeyen madde miktarı.
Kütlenin korunumu kanunu. Bir kimyasal reaksiyonda, reaksiyona giren maddelerin kütleleri toplamı, reaksiyon sonucu elde edilen ürünlerin kütleleri toplamına eşittir.
01. Nessler Reaktifi ile Kokuşmanın (Amonyak) Belirlenmesi 01.01. Yöntemin Prensibi Kokuşmanı varlığı,…
01. Süt ve Süt Ürünlerinde Jelatin Aranması 01.01. Yöntemin Prensibi …
01. Yaş Gluten Tayini 01.01. Yöntemin Prensibi Buğdayda bulunan depo proteinine gluten…
SANAT EGITIMININ GEREKLILIGI - Uygar bir toplum yaratir - Insan ruhunu yuceltir, ruhsal gereksinmeleri doyurulur…
Gıda ürünlerinin kalori değerleri hesaplanırken öncelikle numunenin kül, protein, yağ ve nem analizleri…
01. Et ve Et Ürünlerinde Boya Maddeleri Aranması 01.01. Organik Boya Aranması …