115 Belge Savaşlar Sayfa 7 / 12

Bizler Vahşi Değiliz

Artık ayrılma saati geldi. Garda bütün dostlarımız toplanmış, düşmanlar da bakıyorlardı.   Refet Paşa’nın subayları, son bir saygı gösterisi olarak vagonun basamağına çıktılar, bir grup Türk hanımı biraz uzakta duruyorlar; güneş ve toza sabırla tahammül ediyor ve oradan ayrılmak istemiyorlardı. Fransız haber alma subayının emireri bir gün önce, Afyonkarahisar’a gitmiş, elinde bir mesajla koşarak geldi.…

Dönen Dervişler (Mevlevîler)

Ertesi gün öğleden sonra saat birde, Konya’daki tek otomobil, dönen dervişlerin tekkesi önünde durdu. Ekim güneşi çok aydınlık ve sıcak. Büyük meydanın bir yanında köylüler getirmiş oldukları karpuz ve domatesleri koymuşlar, arabanın yolu üzerine meyve yığınlarından meyveler yuvarlanıyor. Çok sabırlı olan Doğulular bunları kaldırıp yolu açıyorlar.   Tekkenin kapısına, yarı yüksekliğine kadar iri halkalı bir…

Refet Paşa, Şef ve Baba

Sabah olunca, güneşin kuvvetli ışıkları, Konya’nın eskiliğini ortaya çıkarıyor. Rüzgârın boyuna yerden kaldırdığı sarı renkli toz bulutu içinde tepelere tırmanış, yüksek yayla havasının verdiği güçle, çok kolay oluyor. Çıktığımız her tepeden bambaşka bir manzara görünüyor, vadilerin tabanında sarı renkte sert ve vahşi bir toprak var, kayalar ise pembe mermerden.   Genç havacı subaylar, büyük bir…

Konya

Konya garının peronunda, o zaman henüz albay rütbesindeki Refet Paşa’nın yaveri, beraber bulunduğu bir subay grubundan ayrılarak yanımıza geldi. Burası, Eskişehir’e nazaran, daha gerçek bir Asya Türkiye’si şehri görünümünde.   Daha ilk dakikalardan başlayarak aramızda sessiz bir anlaşma oldu. Ben yeni hükûmetin, bazı gerçeklerden rahatsız olanlar için girişilen propagandasının düzenlediği güzel görüntüleri değil, her şeylerini,…

Modernleşmekte Olan Bir Şehir

Eskişehir Belediyesi, şehircilik konusunda büyük çabalar harcamaktaydı. Millî hareket, İttihat ve Terakki hükûmetinin başlayıp bitiremediği işleri üzerine almıştı. Eskişehir’deki büyük okullar, müze, kütüphane, en acil ihtiyaçların gerçekçi bir anlayışla ele alındığını göstermektedir. Bir rasathane yapılmasına başlanmıştır. Bunlar, herhangi bir özenti ve taklit eseri olmaktan uzak, çok ciddî mahallî çaba ve teşebbüslerdir.     İlk Osmanlının…

Askerî Disiplin Altında Bir Bölge

Ertesi sabah beni götürecek olan atlar koşulu araba ve askerler büyük meydanda bekliyordu. Bu sırada gardaki İngiliz subayları nedense ortadan kaybolmuşlardı.   Nihayet yola çıktık. Arabacımız iri yarı bir adam, korkunç bir görünüşü var. Başında kulaklarını da örten abanî bir sarık. Ufak tefek, fakat çok canlı ve hareketli atları ara sıra kırbaçlıyor. Yolcular, arabanın bulabildikleri…

Konakta

Akşam bütün Eskişehir oradaydı. Şehirdeki resmî kişiler ve belli başlı tüccarlardan başka, hükûmet doktoru, avukat, esnaf birlikleri, aydınlar vardı. Hepsinden heyecanlı olan müftü konuşmaları idare ediyordu. Ayrıca subaylar da gelmişti.   İlk konuşmayı vali yaptı. Sinirli ve boğuk bir sesi vardı. Önce benim için, hoş geldiniz yollu bir başlangıç yaptı. Söylediklerini tercüman Fransızcaya çeviriyordu. Ondan…

Bütün Anadolu’da Endişe Var

Ertesi sabah uyandık, Eskişehir’de berrak bir hava var, ama görünürde pek kimseler yok. Bizim milliyetçiler neredeler acaba? Gün bana pek uzun geldi, acaba burası gezimin son durağı mı olacak?   Ama saat 3’te, binbir gece masallarında veya bir tiyatro sahnesinde olduğu gibi, birden dekor değişti. Eski otelimizde bir faaliyettir gidiyor. Sırtlarında halılar, koltuklar taşıyan hamallar…

Eskişehir

İlk merhalemizin sonu olan Eskişehir’e geldik. Gece yarısı, yine büyük bir karışıklık ve gürültü arasında, pasaport kontrolü tekrarlandı. İngiliz subayları her şeye karşı kayıtsız tavırlı, ama göçmenlere, asker ve jandarmalara, özellikle bu yerli kalabalığı arasında kaybolmuş tek kadın turiste, bana, garip bir biçimde bakıyorlar. Bu karışıklığa bir düzen vermek için hiçbir şey yaptıkları yok.  …

Bağdat Hattı Üzerinde

Bağdat demiryolunun başlangıcı olan Haydarpaşa Garı’nın içine girdiğiniz andan itibaren, insan kendini milliyetçiliğin içinde buluyor, ama görünürde İngilizler buraya hâkim. Onlar garı işgalleri altına almışlar, pasaportları ve tezkereleri vize ediyorlar, fakat milliyetçi subay, asker ve jandarmalar aşağı yukarı her tarafta serbest dolaşmaktalar.   İngiltere Bağdat hattını elinde tuttuğu iddiasında. Bu varsayımdan bir türlü vazgeçmemekle beraber…