8 Belge Bölüm 4: Milliyetçiliğin Doğuşu

Babıâli’nin Tutumu

Babıâli iki taraflı oynuyordu. Görünürde millî hareketin karşısında, ama gizliden gizliye onun yanında, Milliyetçi şefler tarafından Anadolu’da, Ermenileri Doğu’ya, Rumları da Batı’ya püskürtecek bir hükûmet kurulduğu zaman çok zayıf bir protestoda bulundu. Böyle yapmakla tarafları birbirine yaklaştırmanın da, birbirinden ayırmanın da daha kolay olacağını düşünüyordu. Bu ince düşünce tarzı eski Türk diplomasisinin esaslarından biriydi. İçinden,…

Mandater Devlet Kim Olacak ?

Bazı Türkler, kendilerini yönetecek bir devlet seçmek lüzumunu tartışmakta ve bunun için öne sürülen devletleri gözden geçirmektedirler: İngiltere, Fransa, Amerika en uygunları olmakla beraber, bunlar hakkındaki düşünceleri şöyledir: ”İngiltere ile aramızda bugüne kadar çok kan dökülmüştür, üstelik İngiltere bizi hor görmektedir. Yaptığı malî yardımlardan dolayı Amerika’dan hoşlanıyoruz. Ancak müşavir ve eğitimci olarak hem çok sert,…

siyi Yakalayın

Böylece mücadele başlayınca, Mustafa Kemal, İngiliz İmparatorluğu’nu, Rumları ve Ermenileri karşısında buldu. Hürriyet ve İtilâf Partisi hükûmeti ona sayısız tuzaklar kurdu. Bunları tertiplerken de, ülkenin en azılı haydutlarından, Türkiye’de daimi bir sorun haline gelmiş olan eşkıyaların artıklarından faydalandı. Bunlar cahil, millî harekete karşı kayıtsız kimselerdi. Ama o, ülkesini ve insanlarını çok iyi tanıyor ve talihine…

Mücadele Başlıyor

İlk haberler kendisine ulaştığı sırada Mustafa Kemal, Samsun civarında, Havza’daydı. Hemen orada bir miting düzenledi, yaptığı konuşma herkesi ağlattı. Olayı haber alan bölgedeki İngiliz subayı, işittiklerinden korkuya kapıldı ve hemen İstanbul’a bir telgraf çekerek hatibin geri çağrılmasını istedi. Fazla vakit geçmeden olumlu cevap geldi. Ama böyle, yapılması zor bir emri kim yerine getirebilecekti? Mustafa Kemal’e…

Uzağı Gören Bir Adam

Verdiği raporda, asker ve politikacıya özgü, çok özlü, aynı zamanda edebî bir uslupla askerî durumu bütün açıklığıyla izah etmiştir. Ülkenin sosyal ve ekonomik tablosunu büyük bir cesaret ve ustalıkla çizmiştir. O milletini, ülkesinin kaynaklarını ve ihtiyaçlarını çok iyi bilmekteydi.   ”Savaş, hiç istisnasız, çeşitli ırklara mensup vatandaşlarımızı perişan etmiş, halk ile devlet arasındaki bağlar kopma…

Bir Adam : Mustafa Kemal

Türkler Wilson prensiplerinin ne demek istediğini tam anlamıyla anlamışlardı. Mütarekeyi imzalarken, ahalisinin çoğunluğu Türk olan imparatorluk topraklarının Türkiye’ye kalacağından şüphe etmiyorlar, Başkan Wilson’un bu prensiplerinin değişmez esaslarının barışın gerçek dayanağı olacağına inanıyorlardı. Şimdi bunlar birden yıkılmıştı. Aldatılmış oldukları duygusu halkın bütün sınıflarında yaygınlaştı. Bu sırada herkes Çanakkale zaferinin kahramanı olan, mağrur Almanlara da kafa tutmuş…

Başlangıç

İstanbul’da Türk çevrelerinde büyük hayranlık ve âdeta vecit içinde, İngiliz-Yunan lokallerinde ise sınırsız bir nefretle sözü edilen bu millî hareket acaba gerçekte neydi? Birtakım insanlar bundan kinle, diğerleri ise aşkla bahsediyorlardı.   Uyandırdığı duyguların şiddeti, bunun derin bir kökü ve canlılığı olduğunu ispatlıyordu. Zaten, her zaman sinirli ve huzursuz olan şehrin her yerinde bu hissedilmiyor…

Türkiye, Türklerindir

O, şimdiden Türk barışının koşullarını ortaya koydu: Türk topraklarının bütünlüğü, bağımsızlık, hilâfetin devamı, Yunanlıların İzmir’den çıkması. Öte yanda, askerî hareket devam ediyordu. Anadolu’da silâh ve cephane oldukça boldu. Kafkas ordusunun, İngilizlerin elkoyduğu silâh ve malzemesi milliyetçiler tarafından kaçırılmıştı. İtalyanlar, Antalya-Konya yoluyla silâh kaçakçılığına başlamışlardı, Almanlar ise çekilirken geride birçok bomba, dinamit depolarıyla oldukça güçlü sahra…