16 Belge Fatih ve Fetih Sayfa 2 / 2

Fetih

5 Nisan günü şehrin kara surları boydan boya kuşatılmıştır. Padişah, Çandarlı Halil ile birlikte merkeze, Topkapı ile Edirnekapı denilen bölüme yerleşmiştir. Onun sağında, yani Marmara Denizi’ne kadar olan kesim Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa ve güvendiği adamı Mahmut Paşa komutasındadır. Osmanlı ordusu salt görüntüsüyle bile yürek titreten bir tablo sergiler. 200 bine yakın asker göz alabildiğine…

Fetih Öncesinde Taraflar

Fatih iktidara geldiğinde, Bizans İmparatorluğu, İstanbul şehrinin sınırlarına kadar küçülmüş bir devletçik durumundadır. Siyasal olarak kuşatılmışlığı, askeri olarak güçten düşmüşlüğü, ticari olarak bile önemini karşı kıyıdaki Galata’ya yitirmişliği yetmezmiş gibi son yüzyıllarını birbiri peşi sıra gelen işgal, yağma, deprem ve salgın hastalıklarla geçirmişti. 700 binlere ulaşan nüfusundan 70 bine, koskoca bir imparatorluğun merkezinden, çevresinde kala…

Fethin Gerçek Nedenleri

İslamiyet, hemen hemen sekiz yüzyıldır İstanbul’u ele geçirmeye çalışmaktadır. Esasen Varna ve Kosova savaşlarının kazanılması, dolayısıyla Osmanlı’nın Batı tehdidine karşı orta vadede güvence altına alınması, İstanbul’un fethi için Osmanlı’ya gerekli zamanı veriyordu. Çandarlı Halil Paşa’nın en belirgin ayrımı, onun İstanbul’un fethine karşı çıkışıydı. İstanbul surlarının kolay kolay aşılamayacağını, uzayan savaşın ise Hıristiyan dünyasını birleştireceğini düşünmektedir.…

Saray’da Kıran Kırana Hizipler Savaşı

Fatih Sultan Mehmet’in iktidarı öncesinde Osmanlı Sarayı’nda şiddetli bir hizipler savaşı yaşanmaktadır. Çatışmanın bir tarafında kudretli vezir Çandarlı Halil, diğer yanında devşirmelerin beyni Zağanos vardır. Çandarlı Müslüman kökenli feodal güçlerin temsilcisiydi ve bu konumu nedeniyle artık istikrarı, komşularla anlaşma temeli üzerinden bir güvenlik arayışını temsil ediyordu. Keza onun İstanbul’un fethine karşı çıkışını basit bir “Bizans…

Kültürel Boyunduruğumuz : Fetihçilik

Pek çok diğer şey gibi tarihi algılama ve kutlama günlerine ilişkin de çarpık bir durum yaşanıyor Türkiye’de. Oysa aidiyetleri bir yana bırakarak olaya evrensel insanlık ahlâkı açısından baktığımızda, şehrin 29 Mayıs 1453 günü Osmanlılarca işgali ile 15-16 Mart 1920’de İngilizlerce işgali arasında, işgalcilerin kimliği dışında son tahlilde öz olarak bir fark olmadığını görürüz. Şehrin o…

Önsöz

İnsan atalarıyla niye övünür? İnsanlık evrimine katkıları nedeniyle olmalı, değil mi? Gariptir ama bizim Türk-İslamcılarımız fetihçilikten dolayı övünüyorlar; bu da yetmiyor, bizi de onlarla birlikte övünmeye zorluyorlar. Daha da garibi, tüm kozmopolit niteliğine rağmen en çok da Fatih’le övünüyorlar. Düşünsenize bir, Türkçülerimiz, en çok Türk kanı akıtan, şeriatçılarımız, şeriatı en çok ihlâl eden padişahı, “en…