Yüzyılların vermiş olduğu bilgi doygunluğu içerisinde insanlar, madde ve enerji modellemeleri üzerinde yoğunlaşmış ve bunun ile ilgili hem farazi ve hem de kanun niteliğinde ve nitelden çok nicele dayandırılmaya çalışılan bir bilimler zincirini oluşturmuştur. Bütün bilim dallarının birbiri ile ilişkili olduğu düşünülürse, bu bilimler zinciri içerisinde matematiğin ve buna bağlı olarak gelişimini hızla sürdüren fizik ve bunun alt dalı olan enerji mekaniğini verebiliriz. Ben enerji mekaniği diyorum, buna fizikçiler ister optik ve yan dalları desin isterse dalga mekaniği desin; ancak bütün enerji modellemelerin temelinde maddenin; bütün maddenin temelinde de enerjinin olduğu aşikardır. Basit bir modelleme ile ifade etmeye çalışırsak; enerji maddenin az yoğun hali; tam tersi olarakta madde enerjinin daha yoğun halidir diyebiliriz. Yapılan çalışmalar neticelerini vermeye başlamış ve bizim evren düzlemimiz içerisinde yer alan elektromanyetik spektrumun benim bu bahsetmiş olduğum faraziye uygun olduğu da tespitler içerisinde yer almıştır.
Spektrum içerisinde yer alan ve insan ve diğer canlılar için büyük öneme haiz olan görünen dalgalar ise ayrı yere sahiptir. 3900-6500 angstrom dalga boylarında yer alan bu enerji modellemesi üzerinde yıllarca araştırmalar yapılmış ve girişim deneyleri ile kırılım deneylerinin birleştirilmesi sonucu hem partiküler düzeyde ve hemde dalga düzeyinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Relativistik parçanın dinamiklerini formülleştiren ünlü fizikçi Einstein ve ileriki dönemlerde yer bulan matematiksel ifadeler neticesinde, ışığın saniyede yaklaşık bir ifade ile üçyüzbin kilometre gibi bir hızla hareket ettiği tespit edilmiştir. Bu kadar hızla hareket eden enerji düzeyi ile ilgili çalışmalar günümüze kadar sürmüş ve sürmeye de devam etmektedir.
Bazı bilim çevreleri tarafından spekülasyon olarak ifade edilse de benim kabul ettiğim çalışmalardan biriside 2004 senesinde Azerbaycanlı bir araştırmacının yapmış olduğu ve ruhun görüntülenmesi ile ilgili çalışmadır. Ben size bu çalışmanın izahını yapmak istemiyorum, ancak örneklendirme babında ele almak amacıyla bu ifadeye yer vermek istedim. Acaba çok hızlı hareket eden nesneleri görüntüleme imkanı var mı? Ben kendime ait bir nitel hipotezi size bu yazımda sunmak istiyorum…
Düşünsenize, çok hızlı giden bir nesneyi görüntüleme imkanına sahip olsanız ve gözün görme reflekslerini buna göre ayarlama imkanımız olsaydı… Şu an geliştirilen cihazlar ile hareketli bir görüntüyü yavaş çekimde seyretmemiz mümkün, ancak benim ifade edeceğim olay biraz farklı. Çünkü , sizin seyrettiğiniz görüntü normal karakterler düzeyinde çekilmiştir. Bu da insan gözünün algılamasının üstünde olan ve saniyede 16 ile 25 arasında bir kareye görüntü aktarma şeklinde olacaktır. Benim düşündüğüm ifade de ise saniyede 25 kareye değilde 2500 kareye görüntüyü atma imkanımız olsa ve daha sonra bu görüntüleri yavaş çekimde seyrettiğimiz zaman, gözümüzün algılayamayacağı hızda giden nesneleri görmemiz mümkün olabilir mi? Bu yöntem ile foton taneciklerini yada daha yavaş hareket eden nesneleri yada uygun optik aygıtlar ile enerji modellemelerini görme imkanı olacak mıdır?
Ben bu hipotezi fizikçilere bırakıyorum, deneyip görmede fayda vardır. Eğer günün birinde bir fizikçi bu yazımı okuyup bunu denerse sonucu ilk öğrenmek isteyenlerden birisi de ben olurum…
NOT: Bu makaleyi canım oğlum İbrahim Muhammed ŞAHİN ‘ e ithaf ediyorum…
belgesi-2330
Albert Einstein, Charles Darwin, Wolfgang Amadeus Mozart ve Pablo Picasso gibi dünyayı etkilemiş dahilerin beyinlerinin…
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de, diğerleriyle olan tüm benzerliklerine…
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…