Bizim devlet teşkilatında esas prensibimizi teşkil eden demokrasinin, evsafı farikasını tarif ettik. Demokrasinin bu mefhumu bazı nazariyelerin hücumuna maruz bulunmaktadır.
I- Bolşevik nazariyesi,
II- İhtilalci siyasi sendikalizm nazariyesi,
III- Menfaatlerin temsili nazariyesi.
Bu nazariyelerin, demokrasi nazariyemize hücumda ne kadar haksız olduklarını kısaca izah edelim:
I- Bolşevik nazariyesinin Rusya’da tatbik olunmuş şekline bakalım, bütün Rus milleti içinden amele, deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir ekalliyet, iktisadi esaslara müstenid, komünist partisi namı altında birleşerek, bir diktatörlük vücuda getirmişlerdir. Gayelerinde milli değildirler. Şahsi hürriyet ve müsavat tanımazlar. Halk hakimiyetine riayetleri yoktur. Dahilde ekseriyeti cebir ve tazyik ile noktai nazarlarına itaate mecbur tutarlar, hariçte, propaganda ve ihtilal teşkilatı ile bütün dünya milletlerine kendi prensiplerini teşmile çalışırlar.
Halbuki hükümet teşkilinden gaye, evvela ferdi hürriyetin teminidir. Bolşevik tarzı hükümetinde istibdat mahiyeti görülmektedir. Bir cemiyetin, bir kısım insanların noktai nazarlarının, zorla, esiri ve zebunu yaşatmak şekline de, tabii ve makul bir hükümet sistemi nazarıyla bakılamaz (*).
II- İhtilalci siyasi sendikalizm nazariyatçıları da her türlü siyasi teşekkülleri, yalnız, kendi menfaatleri lehine yaptırmak ve nihayet siyasi kuvvet ve hâkimiyeti ellerine geçirmek isteyen işçi gruplarıdır. Bunlar, maksatlarını zorla istihsal fırsatına intizar ederken zaman zaman umumi grevler yaparak, hükümet adamları üzerinde müessir oluyorlar ve bazı işleri kendi lehlerine hallettiriyorlar; yavaş yavaş mevcudiyetlerini ihsas ediyorlar. Bunlar İngiltere, Fransa ve Almanya’da tesirlerini göstermektedir. Almanya’da, bu nazariyatçıları az çok tatmin için, millet meclisi yanında, iktisadi mahiyette, azası onlardan olmak üzere bir meclis yapmışlardır. Bizde de âlî iktisat meclisi vardır. Fakat bu herhangi bir tazyik üzerine değil, doğrudan doğruya hükümetin, faydalı görmesinden istişari mahiyette, vücuda getirdiği bir heyettir.
III- Menfaatların temsili nazariyesi; muhtelif meslek, sanat ve işadamları, cemiyeti içinde ayrı ayrı birer zümre birer küçük cemiyet halinde düşünülürse, her bir zümrenin birbirinden farklı menfaatları vardır. Binaenaleyh diyorlar ki, her hususi menfaat sahibi gruplar, ayrı ayrı Meclis’te kendilerini temsil etmelidirler. Bu takdirde, intihap, millet efradının ekseriyeti tarafından değil, gruplar tarafından ve grupların haiz olduğu menfaat derecesinde vuku bulacaktır. Meclis’te bu gruplardan birkaçı birleşip, iktidar mevkiine geçince, yalnız kendi menfaatları lehine çalışacaklardır. Buna kim mani olacaktır.
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, biz bu ve bundan evvelki nazariyeleri, memleket ve milletimiz için muvafık görmüyoruz. Biz, memleket halkı efradının ve muhtelif sınıf mensuplarının yekdiğerine yardımlarını, aynı kıymet ve mahiyette görüyoruz; hepsinin menfaatlerinin aynı derecede ve aynı müsavatperverlik hissiyle teminine çalışmak isteriz. Bu tarz milletin umumi refahı devlet bünyesinin tanzimi için daha muvafık olduğu kanaatindeyiz. Bizim nazarımızda çiftçi, çoban, amele, tüccar, sanatkâr, asker, doktor velhasıl herhangi bir içtimai müessesede faal bir vatandaşın hak, menfaat ve hürriyeti müsavidir. Devlete, bu telakki ile azami nafi olmak ve milletin emniyet ve idaresini, mahalline sarf edebilmek, bizce, bizim anladığımız manada, halk hükümet idaresi ile mümkün olur.
Kaynak: Atatürk’ten Yazdıklarım
belgesi-2596
Çeşitli kişilik testleri belli gruptan insanlar arasındaki benzerlikleri vurgular. Yine de, diğerleriyle olan tüm benzerliklerine…
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım…
Büyük Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü günlük…
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.…