1948 Insan Haklari Evrensel Bildirgesi hep kamu alaninda yasanan ihlallerden soz ediyor. Ornegin, politik alanda, basinda, sanat alaninda ifade ozgurlugu; cezaevindeki iskenceye, kotu muameleye karsi bedensel butunluk hakki, politik orgutlenme hakki, vb.
Oysa kadinlarin yasadiklari hak ihlalleri ilk once ailede yani ozel alanda basliyor. Okula gonderilmeyen kiz cocugu is guc sahibi olamiyor, poltikaya atilamiyor, sanatci olamiyor; calismasina izin verilmeyen kadin ev kadinligi rolunu benmseyip zamaninin buyuk cogunlugunu ev icinde geciriyor; namus cinayetine kurban gitmekten korkan genc kiz, carsiya dahi cikmaya cekiniyor.
O zaman aile icinde kadinlara karsi baslayan baskilardan dolayi kadinlar kamu alaninda var olamiyorlar. 1948’de kabul edilen Insan Haklari Evrensel Bildirgesi ise kadin bakis acisini hic hesaba katmadan yazilmis oldugu icin, insan haklari ihlalleri ile ilgili tum ilhamini ve orneklerini gene erkeklere ait olan kamu alanindan aliyor – ve bu hali ile de kadinlari disliyor. Siyasi bir tutuklunun iskenceye tabi olmasini bir insan hakki ihlali olarak tanimlarken, kadinlarin binlerce yildir ugradiklari aile ici siddet ve cinsel taciz insan haklari ihlali olarak gormuyor; genc kiz ya da kadinin – aile namusunu ihlal ettigi gerekcesi ile – oldurulmesini insan hakki ihlali kapsamina almiyor.
Kadinlarin icinde bulunduklari fiili esitsizlik, bir yandan haklarinin verilmemesi, diger yandan da ana gereksinimlerinin hak olarak kabul edilmemesi nedeniyle beslenerek suruyor. 21. Yuzyila girmeye hazirlandigimiz bu gunlerde ulkemizde yasanmaya devam eden kadinlara ozgu insan haklari ihlalleri listesini degisIk alanlarda cesitlendirerek uzatmak mumkun. Aile ici siddet, namus cinayetleri, bekaret kontrolu uygulamalarindan dolayi meydana gelen intihar vakalari, isyerinde, sokakta yasanan cinsel taciz olaylari… Sonucta henuz mevcut durum itibariyle “kadinin insan haklari” uzerinde “insan haklarindan” farkli olarak ayri bir vurgulama yapmanin gerekliligi devam ediyor.
Kadinlar, Insan Haklari ve Demokratiklesme
Kadinlar olarak aile icinde, ozel alanda, ve kadin-erkek arasinda talep ettigimiz demokrasi, genel olarak insan haklari ve demokratiklesme surecinin ayrilmaz bir parcasidir. Demokratiklesme ve kadinin insan haklari arasinda cift yonlu bir iliski vardir.
Bu yuzden “kadinin insan haklari” bir azinlik grubuna ait ozel alanla kisitli kalan bir sorun degil, toplumsal kalkinma surecinin temel taslarindan biridir. Ailede demokrasi olmadan toplumda da demokrasi olmayacaktir.
belgesi-2864
Baharatlarda Uçucu Olmayan Eter Ekstraktı Tayini 01. Yöntemin Prensibi Yöntem örneğin dietil ile…
01. Sütte Kirlilik Tayini 01.01. Yöntemin Prensibi Süte dışarıdan bulaşmış olabilecek kirliliklerin…
İnsan atalarıyla niye övünür? İnsanlık evrimine katkıları nedeniyle olmalı, değil mi? Gariptir ama bizim Türk-İslamcılarımız…
İyi şeyleri engelleyen sözler esasında saymakla bitmez. Bu sözlerden bazıları bir virüs gibi bulaşıcıdır. Kırıcı…
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNİN ÖNEMLİ SANATÇILARI TEVFİK FİKRET (1867-1915): Şairin, Batılı sanat anlayışını benimsemesindeki en önemli…
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDİDE) (1896-1901) Servet-i Fünun veya Edebiyat-ı Cedide devri, Türk edebiyatında…
View Comments
beğenmedim
Neden beğenmediniz acaba ?