Belgeci , 2280 belge yazmış

Ödem Nedir ?

Ödem Vücutta anormal miktarda sutoplanmasıdır. Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddisonuçlar doğurabilir. Vücut dokularındaki su miktarının artışına verilen isim. Özellikle derialtı ve kaslardaki doku aralıklarında, seröz boşluklarda (kalp, akciğer ve karın iç zarları) serbest sıvının toplanması, ödemin tespitini mümkün kılar. Dolayısıyla ödem, klinikte hücre dışı…

Gılgamış Destanı

Gılgamış Destanı, Mezopotamya’da ortaya çıkan tarihteki ilk yazılı destandır. Ölümsüzlüğü arayan bir kralın öyküsüdür. Destana konu olan kral Gılgamış gerçekten yaşamış ve M.Ö. 27.yüzyılda Mezopotamya’daki Uruk kentinde hüküm sürmüştür. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, Gılgamış’ın ölümünden bin yıl kadar sonra yazılmıştır ve günümüze kadar gelebilmiştir. Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer mitolojilerinde…

Bir Tereddütün Romanı ( Peyami Safa )

KİTABIN KONUSU:                   Bir yazarın iki kadın arasında evlenmek için yaşadığı tereddütü anlatıyor. KİTABIN ÖZETİ:                    Kitap Mualla adında bir kızın arkadaşı tarafından tavsiye edilen bir kitabı okumasıyla başlar. Kitap kendisine çok ilginç gelir ve yazarıyla bir baloda karşılaşır. Yazar Mualla’yı görür görmez beğenir ve evlenme teklif eder. Mualla da düşünmek için süre ister.…

İstila ( Robin Cook )

1. KİTABIN KONUSU      : Hızla gelişen bu evrende dünya ondan başka da dünyalar olduğunu fark etmeli ve buna yönelerek bu konuda kendine göre bir takım işlere başlamalıdır. Yoksa bir gün bu alanda bulunan (dış çevredeki) varlıklar onu fethedebilir. Bunu göze alarak bilime ve teknolojiye önem vermenin bilincinde olmalıdır.    2. KİTABIN ÖZETİ  :  Her şey bir…

Tarık Buğra

2 Eylül 1918 tarihinde Akşehir’de doğdu. İlk ve ortaokulu Akşehir’de okudu. İstanbul Lisesi’nin yatılı kısmında okurken bu lisenin yatılı kısmının kapatılması üzerine kaydını Konya Lisesi’ne aldırdı ve liseyi burada bitirdi. (1936). Lise yıllarında Tarık Nazım müstear ismiyle hikaye ve şiirler yazmaya başlayan Tarık Buğra, İstanbul Üniversitesi Tıp ve Hukuk fakültelerinde bir süre okuduktan sonra kaydolduğu…

Küçük Ağa ( Tarık Buğra )

1-)KİTABIN KONUSU : Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti eski gücünü,heybetini kaybetmeye başlamış,isyanlar ve işgallerle zayıf duruma düşmüştür.Kitapta , bir Anadolu kasabası olan Akşehir’den yola çıkılarak ,kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır.Olaylar Akşehir’in bir kasabasında başla ve gelişir.   2-) KİTABIN ÖZETİ :       Dünya Savaşı resmen sona ermiş olmakla birlikte , Osmanlı Devleti üzerinde yarattığı…

Şiir Geçmişte mi Kalmıştır?

Her yapı mekan ve zamanı bükerek hareket eden, kendinde başlayıp kendinde biten bir döngüdür. Başlangıçta, şantiyede ‘yapı taşları’ oraya buraya istiflenmiş bir haldedir. Bir düzensizlik var gibi görünür, oysa çoktan inşa edilip kurulmuştur. Daha ilk baştan birazdan ortaya çıkacak olan yapıyı, düzeni aşağı yukarı görebilirsiniz.  Neyin nereye geleceği, hangi elamanların yapıdaki kirişleri, kolonları birbirine bağlayacağı…

“Şeytanın Çağrısı” Blanc

“Şeytan olmasaydı, Tanrı insanlık dışı olurdu ve Asla büyük bir seyirci kitlesine ulaşamazdı.”   Jean COCTEAU    “Hayır, şeytanı şahsen tanımadım, ama cehennemi ziyaret ettim.” Ülkemizde hak ettiği değeri göremeyen modern Fransız yazınının en önemli temsilcilerinden biri olan Henry Frederic Blanc’in “Şeytanın Çağrısı” adlı romanı bu cümleyle başlar. İsminden dolayı satanist düşünceye hizmet ettiği yanılgısına düşerek…

Dalgalanan bir söyleyiş: Sus Dağı

Canlı olduğundan emin olmak için dil’de sürüklenir Nigar Okyay. Yapısal anlatı ve söyleyişten dışarıya atıp kendini; evet, evet can havliyle yapar bunu, yoksa “tilkinin başını kızken ezmeli” diyen eğitmenler vardır her yerde, ‘dalgalanan’ bir söyleyişe uzatır dilini. Bu yüzden dil’i asan bir kaçak gibidir. Yani, diğer bir deyişle dil’i asmış bir hali vardır ‘yükünü tutmuş…

Suyun altında niçin bulanık görürüz?

Denize dalıp gözlerimizi açtığımızda etrafı bulanık görürüz ama deniz gözlüğünü takınca her şey netleşir. Anlaşılıyor ki, gözümüzün önünde deniz gözlüğünün içindeki hava olmadıkça, suyun içinde görme işlevinde bir aksama olmaktadır. Gözümüzün dışbükey şeklindeki dış yüzeyi sadece bir mercek görevi görür. Bu mercek olmadan gözümüz ışığı alıp, arka taraftaki retina tabakasına odaklayamaz. Yani gözümüzün dışı bir…