Depresyon toplumda çok sık görülmekle beraber, tanımı Hipokrat dönemine dayanır . Depresyonun çeşitli tipleri mevcuttur . Depresif insanda genelde hayattan zevk alamama ve kederli duygular görülür. Son on beş gün içerisinde sürekli gün boyu veya günün büyük çoğunluğunda bu durum var ise klinik anlamda depresyondan söz edebiliriz aksi takdirde günlük veya gelip geçici duygusal çökkünlükler , klinik anlamda depresyon sayılmamaktadır. Depresyonda kişinin işlevselliği sosyal durumu bozulur . Depresyon her bakımdan ciddi bir biçimde psikososyal ve işlevsellik açısından anlamlı sıkıntılara neden olabilir .
Depresyondaki bir kişide bazı belirtiler mevcuttur hatta kişi bunun bir depresyon olduğunun farkına varamayabilir . Bu durumu yolda araba ile giderken sis bulutunun içine girmeye benzetebiliriz . Görüş açısı daralır bazı şeyler yanlış görülür ve değerlendirilebilir , aynı zamanda kaza riski artar .Depresyondaki insanda bulunan belirtiler arasında şunları sayılabilir : Önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama , gün içerisinde sürekli veya günün büyük çoğunluğunda kederli olma , gençlerde ve çocuklarda daha çok çok sinirli olma şeklinde duygudurum değişikliği , uyku azalması , sık sık uyanma , erken uyanma veya çok fazla uyuma , iştahsızlık veya çok aşırı yeme , dikkat dağınıklığı ve konsantre olamama ve bununla beraber ders başarısızlığı , cinsel istekte azalma , çabuk yorulma , akla gelen ölüm düşünceleri , kendini değersiz -çaresiz- işe yaramaz – beceriksiz – suçlu görme , olayları olumsuz değerlendirme , geleceğe yönelik karamsar düşünceler ve buna benzer belirtiler görülür. Bu belirtilerin tamamı olabileceği gibi , önemli bir kısmıda bulunabilir.
Depresyondaki birey çaresizlik ve sıkıntı duyguları içerisinde zaman geçirir , gençlerde riskli davranışlar ve madde bağımlılığı bu dönem içerisinde fazla miktarda görülür. Gencin arkadaş ilişkileri , ders başarısı , sosyal gelişimi ve aile ilişkileri bu dönemde bozulur. Kişiler arası ilişkilerde ve kendini değerlendirmede hep olumsuz ayrıntılar göze çarpmaya başlar .Bu nedenlerden dolayı depresyon tedavisi önem kazanır.
Melankolik tipte özellikle sabahları çok yoğun çökkünlük hissi ile beraber hemen her şeye karşı zevk kaybı , aşırı yorgunluk ve halsizlik görülür. Atipik şeklinde ise genellikle uyku ve iştah azalması olan tipik şekilde olanın tersi olarak , uyku ve iştah artışı ön plandadır.
Depresyona genetik yatkınlığın çok fazla olduğu bu gün daha iyi bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda anne babadan herhangi birinde depresyon öyküsü olduğunda , depresyon riskinin fazla olduğu açıkça gösterilmiştir.
Depresyondaki kişi somatik şikayetler diyebileceğimiz ; baş ağrısı , kas ağrıları , sindirim sistemi rahatsızlıkları , kalp şikayetleri ve buna benzer bedensel yakınmalar ile de çoğunlukla doktora başvururabilir.
Depresyon, başka psikiyatrik rahatsızlıklar ile birlikte olabilir .Bunlar arasında şunları sayabiliriz : Panik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, madde bağımlılığı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, şizofreni, dissosiyatif bozukluklar, davranım bozukluğu, mental retardasyon, özel öğrenme güçlükleri vb. psikiyatrik bozukluklarda eşlik edebilir.
Depresyon tedavisinde genellikle ve çoğunlukla kullanılan tedavi yaklaşımı antidepresan tedavidir . Aynı zamanda bilişsel olumsuzlukları ve öğrenilmiş çaresizlik düşüncelerini gidermek ve tadaviyi hızlandırmak için psikoterapiye de ihtiyaç vardır. Nedene yönelik olarak psikososyal stres faktörlerinin de ortadan kaldırılması süreç içerisinde iyileşmeyi hızlandıracaktır.
belgesi-906