İsa’nın havarilerinden Yuhanna’nın İncil’i kaleme almak ve Hıristiyanlığı yaymak amacıyla yaşadığı ve gömüldüğü yer olarak anılmakta ve Hıristiyanlarca kutsal bir yer olarak kabul edilmektedir. 3 tarafı su ile çevrili doğayla bütünleşmiş, kayaların nerede bittiği, insan eserinin nerede başladığını söyleyebilmek oldukça zordur.
Fırat nehri ile Merziman çayının birleştiği yerdedir. MÖ 855 yılında Asur kralı 3. Salmanassar tarafından zaptedildiği düşünülen Şitamrat olduğu varsayılmaktadır.
MÖ 9 yy itibaren Asur, Med, Pers, Roma ve arap medeniyetlerinin yönetimine gitmiş. Ayakta kalan kalıntılar Roma ve Ortaçağ karakteri yansıtmaktadır. Yapılar arasında en dikkat çekeni geniş ve silindirik bir kuyu ve bu kuyunun yanından Fırat’a inen gene helezonik bir yoldur.
Antik dönemden günümüze kadar, Şitamrat, Kal-a Romayta, Hromklay, Ranculat, Kal’at el Rum, Kal’at el Muslimin, Kale-i Zerrin ve Rumkale olarak isimlendirilmiştir.
Kale 2 beden halindedir. Birinci beden kalenin doğu, kuzey ve batıda doğal kayalığın dik olarak yontulmasıyla, doğal bir sur oluşturularak ortaya çıkmıştır. İkinci beden ise bu doğal surun üzerine sert kalker malzeme ve kesme taşlarla sur duvarı olarak yapılmıştır. Kuzey ve doğu surlarında dikdörtgen planlı 7 bur kuzeyde çok sayıda mazgal ve pencere vardır. Kalenin güneyindeki kayalık uzantısı 12. yy da 30 m. Derinlik 20 m. Genişlik oyularak hendek haline getirilmiştir. Böylece karayla kalenin direk ilişkisi kesilmiştir. 120 m. Genişliğinde 200 m. uzunluğunda bir kaledir.
Doğu ve batı olarak 2 ayrı girişi vardır. Doğu girişi Fırat, batı girişi Merzimen çayı üzerindedir. Batı cephesinde 20 m. aralıklarla 4 ayrı kapı yapılmış, böylece savunma güçlendirilmiştir.
Şair aziz Nerses kilisesi, Barşavma manastırı ve çeşitli su sarnıçları bulunan Rumkale gezmeye değer yerlerden biridir.
Kaynak: www.ozcelikel.com
belgesi-2179