Büyükanne Ve Büyükbabanın Rolü

 Bir bebeğin doğumu aslında anne-baba olmak, büyükanne-büyükbaba,  teyze olmak gibi bir çok rolün de doğumunu beraberinde getirir. Sabırsızlıkla  beklenen dokuz ayın sonunda anne baba çocuklarına, büyükanne-büyükbaba ise  torunlarına kavuşurlar.

Hamilelik sürecinde ruhsal hazırlık yapılmaya çalışılsa da  herkes yeni rolünü, doğum gerçekleştikten sonra yaşamaya başlar. 

Aile sistemi içine yeni giren bebek ve yeni roller o zamana  kadar alışılmış, kabul edilmiş sistemi altüst eder. Belki bir miktar karmaşa ve  kaos yaşandıktan sonra sistem yeniden düzenlenir ve bir denge oluşur.

Artık anne-baba-çocuk üçlüsünden oluşan çekirdek aile,  özellikle bu dönemde daha yoğun olmak üzere bebeğin bakımı, iyi anne olmanın  yolları gibi ilgili ilgisiz bir çok öneriyle karşı karşıya kalır.

Anne çalışıyorsa aile sistemine sadece bebek dahil olmaz.  Bebeğin bakımını üstlenen kişi de bu sistemin bir parçası haline gelir. Zaman  zaman sisteme büyükanne ve büyükbabalar bebeğin bakıcısı olarak, ekonomik  nedenler ya da daha güvenilir bulunması nedeniyle dahil olurlar.  Büyükanne-büyükbaba için torun; tam bir coşku kaynağı, yineleme ve telafi  fırsatıdır. Bu ilişki bir yandan çocuklarıyla yaşamaktan büyük mutluluk  duydukları olayları yeniden yaşama fırsatı sunarken, diğer yandan anne baba  olmanın sorumluluğunu taşımadan kendi çocuklarına yapamadıkları, yanlış ya da  eksik yaptıklarını düşündükleri şeyleri düzenleyerek yeniden uygulama fırsatı  verir. 

Eğer çocuğunuza büyükanne ve büyükbabanın bakmasına karar  verdiyseniz; anne babaların, çocuğun bakımı konusunda yardım aldıkları büyükanne  ve büyükbabalarla olumlu ilişkiler ve işbirliği içinde olmalarının çocuğun  gelişimini olumlu yönde etkilediğini unutmamalısınız.

Bunu sağlamak için, her iki tarafın göz ardı etmemesi gereken  iki temel nokta;

– Büyükanne ve büyükbabaların, çocuktan birinci derecede  sorumlu olan kişilerin anne baba olduğunu kabul etmesi, 

– Anne babaların ise, büyükanne ve büyükbabaların torunları  aracılığıyla yeniden hayat bulduklarını, torunlarıyla kurdukları bu ilişkilerin  bulundukları yaş diliminde onlara yeni bir hayat amacı sağladığını kabul  etmesidir. 

Çocuğunuzu anne babanıza emanet etmeniz, çocuğunuza değerlerin,  aile ritüellerinin aktarımında, bağlı olduğu soy zincirine kendisini dahil  hissetmesinde mutlaka olumlu etkiler oluşturacaktır. Ancak bu durum getirdiği  yeni ilişki alanı ve roller ile karşılıklı çıkmazlar ve zorluklar da  yaşatabilecektir.

Bebek büyütmek ile ilgili pek çok anlayış son 15-20 yıl içinde  önemli oranda değişim gösterdi. Kendi anne babalarınızın sizi büyütürken  kullandığı yöntemler ile bugün önerilenler birbiriyle aynı değil. Bazen  doktorunuzun bebeğiniz ile ilgili önerilerinin dahi büyükanne ve büyükbabalara  ters gelebildiği, kendi bilgi ve deneyimlerinden yola çıkarak öneriler  sunabildikleri, hatta önerilerini dayatmaya vardırabildikleri durumlarda  olabilmektedir.

Çatışma ve gerginliğe neden olabilecek bu durumlarda;öneriyi  beğenmeseniz de sonuna kadar sabırla dinlemeniz, öneriyi anladığınızı ancak  doktorun önerisini denemek istediğinizi belirtmeniz büyükanne ve büyükbabaların  kırılmalarını ve gerginliğin tırmanmasını engelleyecektir.

Bir yandan anne baba oluşunuz diğer yandan anne babanızın  çocuğu oluşunuz gibi iki role uyum sağlamak bir miktar zaman gerektirir.  Büyükanne ve büyükbabalar içinde aynı durum söz konusudur. Kendi çocuklarının  anne ya da baba oluşları onlar için henüz alışıldık belki de henüz kabul edilmiş  bir durum değildir. Sizleri onların yetiştirmiş olmasından dolayı kendilerinin  sizden daha tecrübeli ve bilgili olduğuna inanırlar. Ellerine geçen her fırsatta  da bu bilgi ve deneyimlerini paylaşmaya çalışırlar. 

Kendi düşünce ve yargılarıyla çocuklarını yetiştirme fırsatını  yakalamış büyükanne ve büyükbabalara aynı fırsatı sizin de yaşamayı istediğinizi  belirtmeniz ya da çocuk yetiştirirken kendilerinin yaşadıkları ve rahatsız  oldukları müdahaleleri anımsatmanız işinizi kolaylaştırabilir. Ancak onların  tecrübe ve bilgi birikimlerinin çağımızdaki değişim ve gelişmelere rağmen halen  işe yarayabileceğini de unutmamalısınız.

Büyükanne ve büyükbabaların torunlarını şımartma eğilimleri bir  gerçektir. Torunlarının sevincini, mutluluk çığlıklarını görmek onlar için birer  keyif kaynağıdır. Bunun içinde; zaman zaman çocuğunuzun çok istediği ve  çoğunlukla da sizin kısıtlama getirdiğiniz şeyleri alarak onları mutlu etmeye  çalışırlar.

Buradaki sakınca, çocuğun her istediğine oldukça hızlı  kavuşuyor olmasında yatar. Çocuğunuza nelerin verilmesini istemediğinizi ve  nedenlerini oldukça açık ve net olarak belirtmeniz ortaya çıkabilecek  çatışmaları engelleyecektir. 

Büyükanne ve büyükbabalara minik bir hatırlatma: Mutlu ve  keyifli olmaları için çocuklara çok fazla maddi ödüller, hediyeler verilmesi,  çocuğun her istediğine oldukça hızlı olarak ulaşmasına neden olur. Böyle yetişen  bir çocuk için maddi içerikli nesneler sevgi işareti olarak kabul edilebilir. Bu  durum bireyi, kendisini mutlu hissetmesinin tek koşulunun maddi nesnelere sahip  olması gibi bir yanılgıya götürür. Bir şeyi arzulamak, istemek için o şeyin  eksikliğinin hissedilmiş olması gerekir. Oysa eksiklik hissetmesine fırsat  verilmemiş çocuklar, bir şeyi isteme ve bunun için çaba sarf etme gibi önemli  deneyimleri yaşayamazlar. İnsan hayatı için önemli kavramlardır; arzulamak,  istemek ve erteleyebilmek.

Büyükanne ve büyükbabalarıyla vakit geçirirken, çocukların  yaptıkları yanlış davranışları daha hoşgörüyle karşılanır, istedikleri yerine  gelir, evin birer kralı ya da kraliçesi gibi yaşatılırlar. Bu nedenle çocuklar  genellikle büyükanne ve büyükbabalarıyla vakit geçirmekten keyif alırlar.  Çocuklar büyükanne ve büyükbabalarının aşırı hoşgörüsünden olabildiğince  faydalanacaklardır. Hatta aynı tutum ve davranışı anne babalarının da  göstermesini bekleyeceklerdir.

Ancak, "Büyükannen ve büyükbaban senin tüm isteklerini  karşılıyor olabilir ancak ben aynı şekilde davranmayacağım"  ya da  "büyükannen  ve büyükbabanın evinde geçerli olan kurallar ile bizim evimizdeki kurallar aynı  değil. Evimizde kendi kurallarımız geçerli." şeklindeki ifadeleri kendi  cümlelerinizle çocuğunuza aktarmanız, çocuğunuzun sizden beklentilerini  şekillendirmesinde yardımcı olacaktır. Koyduğunuz kurallar konusunda tutarlı ve  kararlı olmanız önemlidir. 

Sizin kurallarınız ile büyükanne ve büyükbabaların koyduğu  kurallar arasında önemli bir dengesizliğin oluşu, çocukların bu durumu duygusal  şantajlar yaparak kullanmaya çalışmalarına neden olabilir. Çocukların zaman  zaman "Sen beni büyükannem kadar çok sevmiyorsun. O olsaydı bunu alırdı."  "Ben  büyükbabamı daha çok seviyorum çünkü o hiç kızmıyor"  gibi cümlelerini  duyabilirsiniz. Buradaki en büyük tuzak anne babaların çocukları tarafından daha  az sevilme kaygısına kapılıp kendi anne babaları ile rekabete girmeleridir.

Çocuğunuza koyduğunuz kuralların sınırlarını genişletmeye  çalışmaları da başka bir çatışma alanı olabilir. Örneğin; harçlığını kullanmayı  aslında bir yanıyla sorumluluk almayı öğretmeye çalıştığınız çocuğunuz, sizin  belirlediğiniz harçlıkla belirli şeyleri alabilecek iken büyükanne ve büyükbaba  tarafından her istediğine anında ulaşabilmesine neden olabilecek miktarda ek  harçlık verildiğinde istenilen sorumluluğu kazanamayacaktır. 

Çocuğun gelişiminde kuralların sevgi kadar önemli olduğunu  belirtin ve sizinle kurallar konusunda işbirliğine girmelerini talep edin.

Büyükanne ve büyükbabalara bir hatırlatma daha: Çocukların  aşırı hoşgörü ile karşılanmış olması, sınırlarının olmaması çocuğun gelişimini  olumsuz yönde etkiler. Çocuk kendi sınırlarını koymayı öğrenene kadar ona  sınırlarını yetişkinler çizmek zorundadır.

Özellikle okul öncesi dönem, çocukların bilişsel  gelişimlerinin ve dil gelişimlerinin en hızlı yaşandığı bir zaman dilimidir. Bu  dönemde çocuğun bakımını üstlenecek olan yetişkinin, çocuğun ihtiyaçlarını  eşduyumla karşılayabilir, gelişimi için olanak sağlayabilir, merak duygusunu  tetikleyebilir nitelikte olması önemlidir. Çocuğun bakımını üstlenen büyükanne  ve büyükbaba özellikle yaşları nedeniyle bu nitelikteki bir bakımı vermede zaman  zaman zorlanabilir. Sizler anne baba olarak böyle bir sorumluluğu onların tek  başına taşımalarını beklememeli ve bu sorumluluğun aynı zamanda size ait  olduğunu unutmamalısınız. Onların doğalarına ve yaşlarına aykırı olabilecek  iletişim tarzı geliştirmelerini ve hızla gelişen çağımıza ayak uydurmalarını  beklemek ve bu konuda zorlamak oldukça yaralayıcı olabilir. 

Çocuğunuzun bakımı ve eğitimini verecek kişi sadece sizde  olsanız, ya da kendi anne babanız veya bir bakıcıda olsa mutlaka bir hata payı  olacaktır. Sonuç olarak, nedeni ne olursa olsun, bebeğinizin bakımını kendi anne  babanıza bırakabilmenizin bir anlamı vardır. "Bu bir yanıyla onların size  verdikleri bakım ve eğitimden duyduğunuz memnuniyetin ve onayın bir göstergesi  olarak kabul edilebilir."

belgesi-2143

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin