TÜMBÜLDEK KAPLICALARI
İlçemizin 15 Km. güneyinde, Akarca Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Miladi yıllardan bu yana kaplıcaların bu yörede varlığını sürdürdüğü sanılmaktadır. Akarca’ dan 2 Km. uzaklıkta bulunan Bahariye Köyü’ nde bulunan tarihi hamam kalıntıları bu kanıyı kuvvetlendirmektedir. Harabelerden sökülen sütunlar 1895 ‘te Tümbüldek Hamamı onarılırken kullanılmıştır.
1895 te Eczacı Şeref Bey tarafından yaptırılmış olan hamam mirasçıları tarafından Özel İdareye satmış,1935 tarhinde Belediye hamamı satın almıştır.
Kadınlar ve erkekler ksmı bulunan Türk yapısı iki kubbeli hamamı zamanın Belediye Başkanı Mahmut Çolakoğlu (1973-1980 yılları arasında görev yapmıştır) tarafından onarılmış ve civarına dinlenme evleri yaptırılmıştır.
Yapılan analizlere göre;
Soğuk kaynak 21oC, sıcak kaynak suyu 50oC dir. Her ikiside kimyasal yönden aynı özellikleri taşır. Sodyum-kalsiyum bikarbonatlı yapıdaki bu suların mineral miktarı litrede 2,8 ve 2,7 gramdır. Soğuk suda 700 mg/lt, sıcak suda 400 mg/lt CO2 bulunur. Sularda amonyum olmasına karşın, nitrit bulunmaması insan ve hayvan kaynaklı kirliliğin olmadığını göstermektedir.
Romatizma başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiği inanılan Tümbüldek Kaplıcaları; yemyeşil, bozulmamış doğasıyla uzun yıllardır çevre halk tarafından ilgi görmüş, kaplıcalarının yanında bir mesire yeri olarak ta kullanılmıştır. Son yıllarda civar illerde ve İstanbul ‘da da adının duyulmuş olması Kaplıcaların ziyaretci sayısını arttırmıştır.
Konaklamak için, Belediye tarafından Nisan ayından itibaren 15 günlük dönemler halinde kiraya verilen 30 civarında küçük daireler ve odalar kullanılmaktadır. Kira bedeli her yıl belediye tarafından belirlenir.
SUUÇTU ŞELALESİ
Çataltepe mevkiinde, İlçe merkezine 17 Km. uzaklıkta, Muradiyesarnıç Köyü yakınlarında, Karadere üzerinde yer alan Suuçtu Şelalesi; bir fay hattının çökmesi ile oluşmuştur. 38 metreden dökülen su, yazın suyunun azalmasına rağmen kış aylarında doldurduğu göleti ile güzel bir manzara sergiliyor. Gezi alanı ve piknik yeri olarak tercih edilen Suuçtu, etrafını saran kayın ağaçları arasında, serin havası ile tam bir temiz hava deposu.
Ayrıca aracınız müsaitse tepede alabalık lokantasına gidebilir, temiz havada artmış olan iştahınızı biraz olsun dindirebilirsiniz.
MELDE BAYIRI KALINTILARI
İlçenin 4 Km. kuzeybatısında, Üçkurnalı ve/veya Melde Bayırı olarak anılan bölgede yer almaktadır.
İÖ. IV. yüzyıldan itibaren bazı sikkelerde adı Milatopolten olarak ta geçmektedir. Bu antik kentin, Apolonia Gölünün batısında hatta Karacabey’ in bulunduğu yerde olabileceği bile öne sürülmüştü. Fakat bugün Melde’ de bulunan harabelerin Miletopolis’ e ait olduğu kesinlik kazanmıştır.
Miletopolis’ in bir Miletos kolonisi olarak doğrudan Miletoslular tarafındanmı yoksa Kyzikoslular veya Atinalılar tarafındanmı kurulmuş olduğu kesinlik kazanmış değildir. Bölgede elde edilen nümismatik ve arkeolojik bulgular ikinci bir kentin varlığını da haber vermektedir. Bu kent bazı yazarlarca Miletopolisle karıştırılan Miletuteichos olup yerinin bugünkü Mustafakemalpaşa olabileceği öne sürülmektedir.
Miletopolis yerleşmesinde Yunan, Roma ve Bizans dönemlerine ait seramik ve sikkelere rastlanmaktadır. Kentin bir göl kenarına kurulmuş olmasına rağmen bugün göl kurumuş veya Apolyont Gölü suları çekilmiş olabilir. Yol çalışmaları sırasında çıkan göl sularında yaşayan kabuklu hayvanlardan oluşmuş yoğun tabaklaşmaların ortaya çkması bu savı doğrulamaktadır.Ayrıca kaynaklarda Miletopolin kenarında bulunduğu göl ile Marmara Denizi arasındaki suyolunun önemi işlenmektedir.
1974 yılında Bursa İzmir Karayolu yapımı sırasında Miletopolis’ in tahrip edildiği saptanarak yol yapımı durdurulmuş, 1975 te yeniden başlayan çalışmalar sonucu Miletopolis Höyüğünün 130 X 70 metrelik kısmı kaldırılmıştır. Çalışmalar sırasında Roma İmparatoru Hadrianus İS. 117-138 yıllarına ait bir tapınağın kalıntıları bulunmuştur. Parçalar arasında Arşitravlar, alınlılar, yivli sütunlar, sütun başlıkları, mask kabartmaları, yumurta boncuk ve kenger yaprak bezemeli parçalar ilgi çekmektedir. Aynı yerde 1.13 metre boyunda bronzdan yapılmış bir Apollon heykeli de bulunmuştur.
1975 yılı yaz döneminde yörede Bursa Arkeoloji Müzesi Arkeologları tarafından yapılan kazı çalışmalarında Apollon heykeline ait parçalar Terracotta bir figürün erken Bizans dönemine ait bir hamamın coldarium bölümünün hypocaust sistemine ait bir kısım kalıntı ortaya çıkarıldı, yıkık moloz taş duvarlar arasında mozaik izlerine rastlandı.
Miletopolisin Karacabey Harası yönündeki sırtlarda da 20 dolayında aile mezarları bulundu. Geniş bir alana yayılmış olan Miletopolis Kenti’ nin sınırları belirlenememiştir.
TARİHİ CAMİ VE TÜRBELER
Hamzabey Camii ve Türbesi
1950 yılında tamamen yenilenmiş olan caminin tarihini aydınlatacak bir kitabe yoktur. Sadece caminin güneyinde yer alan türbenin kuzey cephesinde giriş kapısının yanlarında iki kitabe yer alır. Metin açısından bütünlük taşıyan kitabelerde Murat Bey’ in oğlu Hamza Bey’ in 1462 – 63 yılında üç değirmeni ve Kara Keçulu (?) ve de Bolu’ dakileri (?) tekkesine vakfettiği yazmaktadır. Kare planlı türbe pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Yapı İçten sıvalıdır. Beden duvarları dışta alt kısmı kesme taş, üstte tğla ve harç karışımıyla örülmüştür. Doğu cephesinde antik bir mezar taşı devşirme olarak kullanılmıştır.
Şeyhmüftü Camii ve Türbesi
Caminin kuzeyindeki harimin giriş kapısı üzerinde yer alan mermer kitabede Şeyh Müftü Camii Şerifi’ nin 1894 – 95 yılında Naib Şefik Bey’ in yardımıyla yapıldığı yazılıdır. Camininkuzeybatısında yer alan türbenin giriş kapısında Türkçe olarak yazılı levhada türbede yatan kişinin Şeyhmüftü olduğu bildirilmekte ve yaşamı hakkında bilgi verilmektedir.
Cami kuzey – güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Güneyde harim, kuzeyde sonraki bir dönemde inşa edilen son cemaat yeri, batı cephesinin kuzey köşesinde minare yer alır. Ortada dört sütun üzerinde yükselen kubbe, yanlarda düz tavanla örtülüdür. Harimin kuzeyinde altı sütun üzerine oturan mahfil bulunur. Güney duvarda eksende beş cepheli mihrap, iki yanında birbirine simetrik, eş genişlikte birer, doğu ve batı duvarlarında karşılıklı üçer pencere bulunur.
Minare kübik kaideli, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Minare kesme taştan yapılmadır. Camide ise sütunlar, kemerler, örtü sistemi, nahfil, minber ve vaiz kürsüsü ahşap, mihrap ise mermerdir.
Ayaz Köyü Camii
Tamamen yenilenmiş olan caminin minaresi eskidir. Kitabeye göre 1899 – 1900 tarihinde inşa edilmiştir. Kübik kaideli, yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minare, külahı dahil orjinal şekliyle günümüze gelmiştir.
Akçapınar Köyü Camii
Bugün harap olan yapının batı cephesindeki giriş kapısında 1928 tarihi yazılıdır. Mimari verilerden yapının orjinalde kilise olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yayınlarda 1904 yılında köyde Paraskeva Kilisesi’ nin inşa edildiği ifade edilmektedir.
PAŞALAR KAZISI
Kültür Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Paleoantropoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Alpagut tarafından Başlatılmıştır. 1983 yılından beri sitemli olarak sürmektedir. İngiliz doğa tarih uzmanları, Finlandiya doğa tarih uzmanları, Amerika Birleşik Devletleri’ nden çeşitli üniversite öğretim üyeleri ve Ankara Üniversitesi’ nden çeşitli bilim adamları ortaklaşa gerçekleşen çalışmalarında öğrencileri ile birlikte, doğa tarihimizi aydınlatmaya başladılar.
Mustafakemalpaşa ilçesini içine alan ve adına "Gönen Çanağı" denilen geniş düzlüğün güney ucunda ince bir şerit gibi uzanarak 15 milyon yıldır sakladığı fosilleri bize veren yatak, Paşalar Köyü’ nün 1 Km. güneyine düşer. 1965 yılında orman yolu açılırken farkına varılan bu kıymetli fosil yatağı orman yolunun kenarında yer almaktadır.
Bölgedeki mermer yataklarındaki kalsiyum karbonat, fosillerin sertleşmesine önemli etken olmuş ve dayanıklılığını artırmıştır. Atlar, zürafalar, gergedanlar, filler ve daha birçok etçil ve otçul hayvanlar… Özellikle filler büyük önem taşıyor. Litaratüre Gamphotherium Paşalarensis olarak geçen fil sadece bu yörede bulunmuştur.
AYVAİNİ MAĞARASI
İlçemizin yaklaşık 30 Km. kuzeybatısında Doğanalan Köyü yakınlarında başlayan mağara 5,5 Km. sonra Bursa, Ayvaköy civarında sonlanmaktadır. Her iki yönden girişi bulunan Mağara, girişlerinin sarp olması nedeniyle turizme kapalı olmakla beraber profesyonel dağcı ve mağaracılar tarafından tercih edilebilir.
İçinden geçen Karadonlu deresi mağara boyunca 60′ dan fazla irili ufaklı gölet oluşturmuştur. Her adımda mağarayı süsleyen sarkıtlar, dikitler ve travertenler birer doğa harikasıdır.
SOLDERE SUYU
Söğütalan bucak merkezi yakınındaki bir tepenin altında Kaya mağaradan gürültüyle çıkan Soldere suları, yeşil ağaçlık bir vadide akarak Hacıali Köyü yakınlarında Mustafakemalpaşa Çayına ulaşır. Kabulbaba, İlyasçılar, Güller ve Hacıali’ deki 12 su değirmenini üzerinde bulundurur. Fakat un fabrikalarının açılmasıyla beraber 2 tanesi hariç diğerleri kapanmıştır. Bol miktarda tatlı su balığını barındıran Soldere, ayrıca irili ufaklı birçok şelaleye de sahiptir. Soldere boyunca güzel bir yürüyüş yapılabileceği gibi, tatlı su balığı avlamak içinde ideal bir yerdir.
belgesi-1713